Birkaç yazıdır konuştuğumuz o kritik haftaya gelmiş bulunuyoruz. Küresel ve ulusal piyasaların kaderini çizecek kararların, konuşmaların ve olayların gerçekleşeceği bu süreçte senaryolar üzerinden yatırım enstrümanlarına seviyeler belirlemeye ve ekonomileri kendi doğrularımıza göre yorumlamaya çalışacağız.
Öncelikle küresel taraftan başlayalım çünkü ulusal olarak ülkelerin vereceği kararların merkez noktası FED kanadının söylemleri olacaktır. Piyasayı takıp edenler “varlık alımlarının azaltılması” tamlamasına zaten alışıktır, tanımını bilmeyenler için de basit bir şekilde piyasaya akıtılan dolar musluğunun kısılması olarak örneklemek mümkündür. FED tarafında beklenti bu yönde, en azından bu programın tarihinin ve miktarının belirlenmesi bekleniyor. Cuma gün altın ve gümüş onsu başta olmak üzere değerli metallerde gelen sert satış dalgası da bunun bir fiyatlaması olarak kabul edilebilir. Altın ve gümüş yatırımcısının bu kararı kesinlikle takip etmesi gerekir çünkü iki yatırım aracı da destek seviyesinde. Bu seviyelerin altında fiyatlamalar, dolar/TL kuruna bağlı olmakla birlikte gram tarafında bir düşüşe sebep olabilir. Ancak yinelemekte fayda var; uzun vadeli ve fiziki altın tutanlar için endişeye mahal yok. Kısa vadeli yatırımcılar için ise gram tarafında 472 desteğinin ve 492 direncinin mühim seviyeler olduğunu belirtelim. Yine küresel piyasaların Çin kanadında ciddi bir gelişme var. O da “evergrande” meselesi. Çin’in emlak devi iflas noktasına geldi ve Çin hükümeti kurtarma operasyonuna gidecek mi? Piyasaların sorduğu sorulardan bir tanesi ve aslında daha mühimi domino etkisi ile bahsettiğimiz küresel sıkıntıların kıvılcımı hâline gelir mi? Şu şartlarda böyle bir durum yaşanacak gibi görünmüyor ancak kulaklarınızın bir tanesinin yine o tarafta olmasında fayda var.
Memleketimize dönecek olursak; Merkez Bankası’nın faiz kararı var. Herkesin farklı bir beklentisi ve görüşü var. Bu da öngörülebilir ve kararlı para politikası duruşunu zedeliyor. Merkez Bankası aylardır piyasadaki imajını zedeliyor. Şunu net bir şekilde gördük ki faiz artırımı gelmeyecek. Peki faiz düşürülecek ise de ne zaman ilk hamle gelecek? Bu konuda farklı senaryolar var hemen onları yazalım sizlere: Ekim-Kasım’daki baz etkisiyle enflasyondaki hafif gevşeme ihtimaline binaen bu ay pas geçilerek piyasayı biraz sakinleştirip kuru tekrar 8,22-8,48 bandına bir ay daha indirebiliriz. Daha önce denenip başarısız olunan fikri kanıtlamak için bu ay bir faiz indirimine gidilip Ekim-Kasım’daki olası enflasyon düşüşünü “bakın faizi indirdik enflasyon düştü” noktasına bağlamak isteyebilirler. Elbette bu konuda belirleyici olacak iki şey var; birincisi FED tarafından gelecek sinyaller, ikincisi de Sayın Cumhurbaşkanı’nın BM toplantıları. Cuma günkü 8,65 civarlarına olan atak küresel piyasalarda olan bitenlerin bize etkisini fragman olarak gösterdi. Gelişmekte olan ülkelere giren paralar, FED’e doğru gözünü çevirdi. Bu şartlar altında faiz indiriminde piyasa acımaz. Çünkü piyasanın bildiği bir şey var; bu ay indirmezlerse gelecek ay indirecekler. Ben pas geçmelerini umuyorum fakat indirilecekse de en fazla 50 baz puan indirilmesi gerektiğini 100 ve üzeri puanlardaki indirimlerde kamunun da dövizi tutamayacağını düşünüyorum. Ancak ne karar alacaklarını bilmiyorum çünkü neye göre karar alıyorlar onu bilmiyorum.
Yatırım araçlarındaki önemli seviyelere gelecek olursak; Dolar/TL tarafında 8,53 bizim strateji belirleme noktamız olacak. 8,53 altı fiyatlamalar faiz indiriminin gelmeyeceğini ve “Naci Ağbal’ın doğru hamlesi üzerinde pas oyunu oynamaya devam edileceğini” gösterir. Üzerindeki fiyatlamalar ise yukarı doğru sinyallerin yakıldığının işaretçisi olabilir. Gram altın tarafında ise 472-492 bandı takip edilmesi gereken bir aralıktır. Zaten bir bant aralığında emtiaların hareketini beklediğimizi daha evvel de paylaşmıştık. Kripto varlıklar tarafında ise Bitcoin’in 48.000 seviyesindeki kararı yine bir strateji belirleme yöntemi olacak. 48.000 ile 50.000 arasındaki hamleler normal karşılanabilir ancak 48’in altı ve 50’nin üstü fiyatlamalar sert hareketleri beraberinde getirebilir. Ons tarafı da kripto varlıklar tarafı da ve hatta bizim kur da FED’in söylemlerine bağlı. Senaryolar masada, fiyatlamaları takip etmek gerekir ve muhakkak TL pozisyonun açılması gerekir. Elbette bunlar bizim şahsi fikirlerimiz olup bir yatırım tavsiyesi içermemektedir.
Son olarak değinmeden geçemeyeceğim iki nokta daha var. Bunların ikisi de fahiş fiyat tartışmalarıyla alakalı. Beceriksiz ekonomi yönetimini, göz göre göre gelen enflasyonu sağa sola yıkamazsınız. Kaldı ki rafları fahiş fiyatla suçlayıp ev kirası söz konusu olduğunda abartıyorsunuz gibi kelamları kullanamazsınız. Fahiş fiyat falan yok ortada bu düpedüz enflasyon. Türk vatandaşının parası cebinde eriyor, hayat gün geçtikçe daha pahalı oluyor, öğrenciler açıkta kalıyor, aileler mahcup oluyor. Sizler de sadece izliyorsunuz. İkincisi de fahiş fiyatın tartışıldığı bir program. Elbette programda bir ekonomist yok. Ekonomistler yok ama isimleri geçiyor. Bir gazeteci (!) 2001 krizinde ülkeyi batırdığı gerekçesiyle Dr. Mahfi Eğilmez’i suçluyor. Mahfi Hoca hiç TCMB’de görev almadı, kamudaki görevinden de 1997’de istifa ederek ayrıldı. Kaldı ki 2001 krizi hakkında yayımladığı ve uyardığı tarihi bir raporu bulunuyor. Diyeceğim o ki; bakmıyorlar, görmüyorlar ve bilmiyorlar yalnızca konuşuyorlar.
Yatırımcıların gözü kulağı gelecek haberlerde olsun. Bu hafta teknik değil temel analizlerin daha önemli olduğu bir hafta olacak. Bu sebeple verdiğimiz seviyeler tutmayabilir çünkü bilirsiniz piyasanın neye nasıl tepki vereceği kestirilir ama bilinmez. Ancak bildiğimiz tek şey; birinci kuralın para kaybetmemek olduğudur.