Türk ekonomisi yine kendine has özelliğini kullanarak bizleri şaşırtmaya devam ediyor. 18 TL üzerinde seyreden kur, yeni açıklanan mevduat ile 10 TL seviyelerine kadar çekildi. Şu anda da 10,5-12 TL arasında seyrediyoruz. Öncelikle atılan adımın olumlu olduğunu söylemek mümkün. Yeni geçilen sistemin ise artılarını ve eksilerini konuşmak gerekecek. Çünkü kısa vade için pansuman etkisi yaratsa da orta vade için belli başlı riskler barındırıyor.
Öncelikle bardağın dolu tarafına bakmak gerekecek;
Uzun zaman sonra Türk lirasının değer gördüğünü ve bir sahibi olduğunu hatırladık. Geç kalınmış olsa da ipin ucunun kaçmasına ramak kala alınan bu önlem bize bir nebze olsun nefes aldırdı. Mevduatın yanında TCMB’nin ihracatçıya forward benzeri bir kur sözleşmesi sunması da yapısal olarak bizleri rahatlatabilir. Kur tarafındaki dalgalanma da bir nebze durulduğu zaman yerine koyma maliyetleri ardından raflardaki fiyatlara da yansıyacağını umuyorum. Ancak hâlâ belirsizlik sürüyor, elindekini koruma güdüsüyle etiketlerdeki fiyatlarda da herhangi bir değişiklik olmayabilir. Bu sebeple bunu ayrıca konuşmak lazım.
Ardından yeni sistemin barındırdığı riskler var;
Yeni kur riski barındırmayan sistemin en büyük riski henüz detaylarının tam olarak anlaşılmamış olması. Her gün yeni bir detay öğrendiğimiz için tam olarak nasıl bir yapı kurulmaya çalışıldığını anlayabilmiş değilim. Ardından mevduata verilen kur riski garantisini karşılamak için ne yapılacak? 2022 Bütçesi kabul edildi fakat bütçede bu mevduat sistemiyle alakalı herhangi bir kalem ya da projeksiyon bulunmuyor. Vergiler üzerinden bu karşılanacaksa halka yansımasının etkileri nasıl olacak? Vergilerden ve bütçelerden olmazsa mecburen emisyonu artıracağız. Kaldı ki M1 para arzı verilerine baktığımızda geçen yılın aralık ayına göre (pandemi dönemindeki para basma seviyesini lütfen es geçmeyin) hayli artmış durumda. Artırılacak likidite ile enflasyon nasıl duracak? Enflasyonun önü kesilmezse TL’nin değer kaybı sürecek. Dolayısıyla doğru yönetilmesi hakikaten önemli…
Şimdi gelelim asıl meselelere, sorulması gereken sorulara;
Yola çıkarken yüksek kur dendi, ihracatçı desteklenecek dendi. Kurun yükselmesi için faiz indirimleri ve açıklamalar yapıldı. Şimdi dolar kuruna endeksli ucu açık bir mevduat faizi teklif edilerek kuru düşürdük diye seviniyoruz. Peki madem böyle yapacaktık, biz kuru niçin 8 TL’deki kuru 18 TL’ye kadar çıkardık? Kaldı ki yeni bakanımız dolardaki artışın herkesi etkilediğini de söyledi. Tam olarak biz de aylardır bunu söylüyoruz. Bir diğer nokta da enflasyona en az üç ay yukarı yönde etki edecek bu kur krizinin yönetilmeyeceği ve yolun yanlış olduğu anlaşılınca kuru 10 TL’ye düşürmenin halayla kutlanacak kadar sevinilecek tarafı neresidir? Kur yukarı giderken bu bir politikaysa bunu bilen kimlerdi, bilen varsa kendi lehlerine kullandılar mı? Bir diğer nokta da gelen verilerde bir kopukluk söz konusu. Yeni mevduata geçiş Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 23,8 milyar TL olarak açıklandı. Bu durumda ortalama olarak 14 TL seviyelerinden dolar bozdurulduğunu düşünürsek 1,7-2 milyar dolar gibi bir satış olduğu gözüküyor. Diyelim ki 1,5 milyar dolar da direkt TL’ye geçiş olmuş olsun. Yaklaşık 3-3,5 milyar dolar yerleşikler tarafından satılmış. Kaldı ki yabancı para mevduat fonuna baktığımızda da ciddi bir düşüş olmadığını görüyoruz. Hâlâ dolarizasyon yüksek seviyelerde. TCMB tarafındaki bilançolarda ise 7-8 milyar dolarlık bir açık söz konusu. Yurtdışında piyasalar kapalı, kurun aşağı yönlü sert hareketleri genel olarak gece saatlerinde oluyor. Vatandaşların sattığı dolar ile bu kadar ciddi bir düşüşün tetiklenmesi mümkün mü? Yeniden değerleme oranı %36 ise, 2022 ilk çeyreğinde enflasyonda %30 seviyelerini görecek miyiz? Kuru baskılayacak olursak yeni mevduattaki negatif reel faiz devam edeceği için dolarizasyonun yeniden tetiklenmesi nasıl engellenecek? CDS (risk primleri) 600 üzerine çıktıktan sonra hafif bir gevşemeyle 590 seviyelerine geriledi.
Bunları söylüyorum çünkü atılan adım yalnızca tabelada kaldı. Evet yanıp sönen fiyatta ciddi bir düşüş yaşadık ve genel olarak olumlu bir hava. Atılan adım doğru ve yerinde, emeği geçenlere teşekkürler. Ancak bu sorulara cevap bulmak ve risklerin farkında olmak gerekiyor. Hâlâ bu kadar strese ne gerek vardı, söndürmek için bir yangın çıkarmak niçin gerekti bilmiyorum. Belki de bazı şeyleri konuşmak için “erkendir.”