Türkiye, yine her seçim gibi kritik bir seçimi atlattı ve sandıktan iktidara kızgınlık, muhalefete güvensizlik ve üçüncü yol arayanların sesi çıktı. Meclis dağılımında beklenenin aksinde bir durum oluşmazken cumhurbaşkanlığında senaryo beklentileri doğru olsa da beklentilerin başrollerinin farklı durumlarda kaldığını gördük.
Seçim öncesi son yazımızda kurun baskılanmaya devam edileceğini söylemiştik ama seviyede yanıldık. Seçim öncesi kur 19,60 seviyelerine kadar geldi ve fiziki döviz talebinin artması (bu talebin büyük kısmının TCMB tarafından olması kuvvetle muhtemel) ile birlikte banka kurlarıyla döviz büroları arasında fiyatlama farkı oluştu. Şu an ikinci tur senaryosunda da TCMB hâlâ baskılamaya devam ederken ufak soluklanmalara müsaade ediyor, çarşı ve banka arasındaki fiyatlama farkı da yavaş yavaş kapanıyor. Ancak ben hâlâ döviz yerine gram altın (fiziki) yatırımının daha mantıklı olduğu kanaatindeyim. Altın konusunda ise dövizden daha fazla getireceği konusundaki beklentimiz de gerçekleşti. Bu dönemde ons altın tarihi seviyelerine yakın işlemler görürken döviz bürolarındaki dolar fiyatlamasından ötürü fiziki altın fiyatlarının daha yüksek seviyelerde işlem gördüğüne de şahitlik ettik. Kur konusunda ve dolaylı olarak altın yatırımlarında beklentilere gelince; ikinci tur seçimlerinin sonuçları ne olursa olsun yönün yukarı olması beklenmektedir. Sebebi ise basit, seçimin kazananın yine mevcut cumhurbaşkanı olması durumunda politikalarda değişiklik beklenmemesi ve kredibilite kaybı. Cumhurbaşkanlığında değişiklik olması durumunda da meclisteki çoğunluk ile mevcut cumhurbaşkanın görüş farklılıkları olası bir kriz senaryosu yazacağından ötürü volatil bir seyir oluşturacağından yukarı yönlü speklerin oluşması muhtemeldir. Bu durumda da fiziki altın yatırımının şu anda en güvenli liman olduğunu söyleyebiliriz.
Borsa ise tamamen yanılgı üzerine hareket ettiği için günümüzdeki durumu finansal koşullarla yorumlamak ne kadar sağlıklı, burası tartışmalı bir mevzu. Borsadaki hâkim görüntü millet ittifakının seçimi kazanacağı yönündeydi, KONDA anketi ve sosyal medya algısı da bu durumu destekleyince son günlerde bir toparlanma gözükmüştü. Seçim sonrasında ise mevcut cumhurbaşkanı devam eder ve halkın getiri arayışı sürerse, “yabancı gelmeden” sınırlı getiri oranıyla devam edilir. Olası bir değişiklikte ise yabancının gelmesi yeni bir ralli getirebilir. Fakat şu iki hafta için nakit yaratmak, al-sat yapmak, acele etmemek en doğru strateji gibi gözüküyor.
Ekonominin gidişatı hakkında da seçim soncu ne olursa olsun, Türkiye’nin iktisadi olarak ciddi yapısal problemleri var ve üzerine alınan hatalı kararlar bu problemleri daha da derinleştiriyor. Bu sebeple makroekonomi hakkında konuşmak için seçim sonrasını beklemek ve mevcut iktidarın bu politikadan dönüp dönmeyeceğini izlemek gerekiyor. Ancak finansal yatırımı olanların portföyü için mevcut koşullarda fiziki altın, bir miktar nakit ya da hızlıca nakde dönüştürülebilir fon ve mevduat türleri, borsada maliyet düşürme stratejisi izlenebilir.
İkinci tur, yönetilen değil yok edilen bir yoksulluğun kazandığı bir seçim olsun. İktisadi bağımsızlığın gereği Türk lirasının onurunun korunduğu ve aydınlık bir geleceğin kazanacağı seçim olsun. Sonuçlar Türk milletine hayırlı olsun.