Karanlığın kasveti vatanımı sarmışken bir lider çıkageldi gökyüzünü ayaklarımızın altına seren... Gözlerinin maviliği ufka ışık oldu.
Mazlum coğrafyanın kaderi kurtuluş besteleriyle doldu.
Kartal misali bakışları, zalimin kanını dondururken milletine umut oldu.
Kararlıydı…
Türk’ün bileğinin bükülmeyeceğini haykırmıştı yedi düvele…
Parola belliydi…
Ya istiklal ya ölüm!..
"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım."
Akif ne de güzel anlatmış bizleri, bizler de şimdi anlatalım bizi bugünlere getirenleri.
...
Hürriyet ve demokrasi... Emanet bırakılmış coğrafya, Yüce Türk milleti...
Cengâverlerin cengi, cengin başında kumandanların şahı!
Medeniyet dersi!
İlan etti meclisi, Kuran ile dua ile… Anadolu’yu bir eyledi…
Başını eğdirmedi Türk’ün, vazgeçmedi…
Zaferler kovaladı ardını... Verilen emek meyvesini verecekti…
Türk’ün hürriyetine zincir vurulamazdı…
Sonunda o kutlu gün gelmişti…
Masada bir mühür, mührün üzerinde Türkiye Cumhuriyeti ibaresi!
...
Kanla kazanılmış topraklara yeniden tohum saçan Atatürk, bizler yetiştikçe mahsulünü alacak.
"Türk Milleti zekidir… Türk Milleti çalışkandır..."
Sözlerini Türk Genci şiar edinecek ve vefa borcunu ahirete bırakmayacaktır.
Gazi Paşa’nın emaneti ilelebet payidar kalacaktır.
Gazi Paşa ve nice gazi ve de şehitler...
Serinden geçen nice yiğitler...
Evlatsız kalan analar...
Yârinin kara haberine ağıt yazan kardeşler...
Ah Balkanlar, ah Çanakkale…
Kurtuluş Savaşı, hürriyetin savaşı...
…
Bizim boynumuzun borcudur;
Ay ve Yıldızı bucak bucak dalgalandırmak!
Ve ilerlemek, gelişerek yükselmek…
Atamdan kalan emanete dört elle sarılmak.
İnkılâpların anlaşılmasını sağlamak…
Ve en önemlisi Türk genci savunmalı atasını, moskoftan bozma zihniyetin fertleri değil!
...
Milli devlet Milli nizam
Türk’e göre Türk’e dair
Devlet Lider
Türk devleti Türk lideri
Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk
Görülüyor ki bir iki slogandan daha farklı bir şeydi Atatürk’ü anlamak ve idrak etmek…
Gazi Paşa’nın bir olaydan sonra Türklük şuuruna erdiğini anlattığı şu sözleri ile yazımı bitirmek istiyorum…
Orduya ilk katıldığım günlerde, bir Arap binbaşısının 'Kavm-i Necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir Anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında Türklük şuuruna erdim. Onda gördüm ve kuvvetle duydum. Ondan sonra Türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. Benim hayatta yegâne fahrim, servetim, Türklükten başka bir şey değildir.
Türk Milleti olarak doğal ve milli liderimiz olan Atatürk’e her dönem de sahip çıkmalı ve bize emanet ettiği bu kutlu Türk Yurdu’nu her alanda en yükseğe taşımak için mücadele etmeliyiz…