Bugün Dolar/TL kuru 8 liranın üstünde seviyelere çıktı. Biz 25 Eylül’de bu mecrada yayımlanmış bir yazımızda şunları söylemiştik:
“Merkez Bankası, yaptığı açıklama ile niyetinin kuru baskılamak olmadığını açık ve net bir şekilde ilan etmiştir.TCMB, kuru baskılamayı değil tabiri caizse kontrollü bir devalüasyonu tercih etmiştir. Bunun sebebinin en kuvvetli değişkeni eldeki rezervin azalmış yahut bitmiş olmasıdır.” “Dolardaki agresif yukarı yönlü hareketler beklenmektedir, devalüasyonu andıran hareketler görüldüğü takdirde şaşırılmamalıdır. Dolayısıyla yüksek kur, ciddi manada yüksek bir kur, yakın gelecekte görebileceklerimiz arasındadır.”
Yine bu mecrada yayımlanan, 12 Ekim tarihli yazımızda da Merkez Bankası’nın faiz kararının çok etkili olduğunu hatırlatarak 22 Ekim’deki toplantıya dikkat kesilmeniz için siz kıymetli okurlarımızı uyarmıştık. TCMB, beklenmedik bir karar alarak faizleri sabit tuttu. Faizlerin sabit tutulması ile kurun önünde herhangi bir baskı unsuru kalmadı. Piyasa kararın ardından fiyatlamalarını yaptı ve dolar bu haftaya tarihi rekorla başladı. Bu seviyeler bekleniyordu, tahmin edilebilirdi fakat Merkez Bankası’nın faiz kararı neye göre alındı, işte bunu tahmin etmek mümkün değil.
Ancak dikkat ettiyseniz doların bu sert tepkilerinin olduğu dönemlerde bir yaptırım kaosu ortalığı kasıp kavuruyor. Verilerin, yetersiz rezervin, alınan faiz kararlarının ve ekonomi yönetiminin yanlış politikalarının etkisi hiç sayılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı, yaptırımla alakalı bir açıklama yapıyor. Türk milletinin büyük bölümü de dolar kurunun bu seviyede oluşunu dış mihraklara, karanlık güçlere bağlıyor. Etkileri muhakkak vardır fakat milletin duygularını sömürmek de yanlıştır. Yanlışların adı yaptırım koyularak, dış mihraklar kisvesinin ardına saklanarak ekonomi yönetilmez. Memleketimize dışarıdan giren malların neyle alındığı malumdur. Hayat pahalılığı el değil can yakan seviyelere varmıştır. Buna nasıl önlem alınacaktır? Dolar kurunu umursamayan bakanla mı, kırılgan bir ekonomiyle mi?
Peki şimdi ne olacak, dolar nereye kadar gider? Elbette bu soruya net bir cevap vermek mümkün değildir. Yatırım tavsiyesi içermeden, mutlaka müdahale geleceğini yahut kâr satışları beklendiğini söyleyebilirim. Ancak kur nerelere gider, dönecek olursa da nerelerden döner; bu konu hakkında tahminde bulunmak dahi hayli zor.
Bu kurla mücadelemizin de iki çıkış noktası var. Ya yüksek kurun yanında jeopolitik konumumuzu da ekleyerek dünyanın yeni pazarı hâline geleceğiz ya da dolar tedavülden kalkacak. Bunların yanı sıra da bir adet olmazsa olmazımız var: üretim, üretim,üretim…