Ortadoğu, “keloğlanın sihirli şapkası” gibi her olay bir kriz, her gün bir olay...
PYD üzerinden gerilim yine sınırlarımıza dayandı. Geçtiğimiz aylarda Peşmerge’nin usulsüz referandum çağrısının gerilimi henüz bitmemiş iken. Yine güney sınırlarımızda PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’nin, ABD tarafından donatılıp 30 bin kişilik bir ordu kuracağını açıklaması ülkemizde gerilim konusu oldu.
Geçtiğimiz aylarda sosyal medyaya da düşen görüntülerle, on binlerce konteyner silah yardımı yapılan PYD; Peşmerge problemi ile birlikte üst perdeden açıklamalarla gerilime ateş taşımaktadır. 2014‘ten sonra ilişkilerimizin gerildiği PYD’nin yeni başkanlarının ABD yanlısı ve öncelikli özerklik fikirleri, yeni krizleri de tetiklemeye devam edecek gibi.
ABD ve NATO ülkeleri müttefiki olan Türkiye’ye karşı silah ve teçhizat ambargosu uygularken, PYD gibi bir yapıyı belki de 30 yıl boyunca savaşacak malzeme ile donatması neyin göstergesi. Neler amaçlanıyor?
2015’te 15 ülkenin DAİŞ ile mücadele adı altında, 15 bin askerle yerleştikleri Suriye topraklarında gelinen bu nokta ne anlama geliyor?
DAİŞ Suriye’de resmen buharlaştı. Bu kadar şaşa ve bağırtının sonucu bölgede en az 65 bin silahlı adamı bulunan DAİŞ ile mücadelede, ölen DAİŞ’li sayısı toplamda 3 bin bile değil. Görülüyor ki asıl amaç, bir Kürt devleti adı altında bölgede ciddi bir savaşı ateşlemedir.
Ürdün’ün Suriye sınırına kurulan ve çatışmasızlık bölgesi ilan edilen yerde ABD üssünün DAİŞ üssü olduğu, buradan bu militanların ABD çatısında sözleşmeli asker olarak yeniden sahaya itildiği, bazılarının sivil hayata katılmaları için ülkelerine döndükleri bir gerçektir.
Türkiye 2015’ten bu tarafa DAİŞ ile mücadelede. Türkiye, düzenli ordusu ve müttefiki olan ülkemizi değil de PYD’yi seçmesi sebebi ile ABD’yi ağır bir şekilde eleştirmiştir. 2015’ten bu tarafa koalisyona giren 9 Avrupa ülkesi de ülkemize silah ambargosu uygulamaktadır. Bir kumpas ile mi karşı karşıyayız?
Suriye topraklarına bir bütün olarak yaklaşmayan batının bu ikiyüzlü tavrına ilave olarak, destekledikleri PYD veya uzantıların başında bulunan General Mazlum sert açıklamalarla bölge halkını da germeye devam etmektedir.
Neler olmuştu?
2015’te ABD öncülüğünde DAİŞ ile etkin aktif mücadele adı altında; özel birlik ve normal askerlerden oluşan 15 bin kişilik uluslararası koalisyon ordusu kurulmuştu.
15 ülkenin aktif desteğini alan bu koalisyona 7 Hristiyan ülke asker verirken, Fransa, Almanya, Norveç ile beraber kalan Müslüman ülkelerden, nakit para ve savaş malzemesi yardımı sözü gelmişti. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar ve Ürdün gibi ülkeler, neredeyse orada var olmanın faturasını omuzlarına almış gibiler
2015’te kurulan koalisyonun üyesi Türkiye, şu an bu ülkelerle krizler yaşamaktadır. Özellikle BAE’nin tutum ve açıklamaları, çok düşmanca sert bir hale geldi.
ABD bölgede Müslüman ülkeler içinde bir kamplaşma yaratmakta son iki yıldır. Dikkatli olmak lazım her şeye hemen tepki vermemek ve hamasi kahramanlık naraları atmamak lazım. Hepimiz bir mahallenin çocuklarıyız ABD fitnesine düşmemek gereklidir.