Kimse düşünmez diye koca bir demet karanfil getirtmiştik. Üç beş arkadaşın taşımakta zorlandığı karanfillerle, musalla taşının ardında yorgun bir bedenle resmim geçti geçen elime... Ağladım!
Yüreklere anca sığan, adından soyutlanmış bedenini taşıyan tabuta, karanfili ilk ben attım... Aklıma geldikçe Sivas’ın sert ikliminin yetiştirdiği Pir Sultan Abdal’ın yine şu sözü ağlattı beni...
“Pir Sultan Abdal\'ım can göğe ağmaz
Hak\'tan emrolmazsa rahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yareler beni”
Ben, yanarak üşüyen yanımızı soğutacak politik adımları yaşarken görmeyeceğimize inanıyorum artık. Üzerinden 12 koca yıl geçti, siyasi mirasını devralanlar, develerle yük edindi. Oysa sen, göçmeden evvel bu dünyadan şunu söylüyordun. O gün arkadaşlarına, sonra insanlığa miras kalan sözlerinle; “... Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz, bir hayat için bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz... ”
Sahi ne anladılar?
Yalçın Topçu, Mustafa Destici ve kervanına yoldaşlık eden bazıları...
Bugün 25 Mart, Ankara kurak bir mevsimin ardından iki gündür yoğun bir kar yağışına teslim. Senden sonra şahit olduğumuz seni sevenlerinle, mezarının başında seni anacağız.
Ve yokluğunun en geçer akçe olduğu zamana geldik durduk. Kiminin, aklanmak için senin yanında olduğunu, kiminin de kimlik edinmek için bu söze müracaat ettiğini işittik.
Neyse!
O gün, musallaya konan bedenine bir daha bakıp, mahşeri kalabalıktan sıyrılarak vuslat adresin kabristana herkesten evvel varma adına yürüdüm ve 20 dk’da anca bin metre gidebildim. Oradan cenaze namazına eşlik ettim. Koşarak Taceddin dergahına gidecek takatım olmamasına rağmen koştum.
Yalçın Topcu’nun parti önünde rol icabı baygınlığına şahit olmadım şükür. Saatlerce bekledim kalabalıktan yürümeyen cenaze konvoyunu.
Artık yoksun bu alemde. İçi rahat olanlara, eyvallah... hesabını sormayanlara eyvallah... mahşere kalan şeylere eyvallah...
Selam, hürmet ve minnetle...
Gardaşım yüreğimize tercüman oldun ,Yüreğine kalemine diline kalemine sağlık ,