Son anketlerde AK Parti’nin yüzü gülüyor.
Belirsizlik, kararsız kalan oy kitlesini 6 lı masadan uzaklaştıran en belirgin sebeplerden biri.
İYİ Parti seçmenin 4 te biri (yüzde26) Tayyip Erdoğan’ın icraatlarını başarılı buluyor. CHP seçmenin sadece yüzde 25 i Kemal Kılıçtaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyor. Demokrat Parti, masa tanınmışlığına rağmen anketlerde bir önemli bir varlık göstermiyor. Gelecek Partisi de aynı şekilde yüzde 1 lik dilim altında kalıyor. DEVA Partisi, yüzde birlik dilimde ama beklentilerin çok altında, Saadet Partisi 6lı masanın en güçlü 3cü partisi ama maalesef yüzde 7 lik barajın çok altında kalıyor.
HDP seçmeni psikolojik olarak resmen 6lı masadan kopmuş görünüyor. HDP dışında masa dışı partilerden en büyüğü, yüzde 2’lik oranla Yeniden Refah Partisi, AK Parti’nin duygusal küskünlerin muhafazakâr adresi Fatih Erbakan görünüyor. Bu yüzde il bazlı bakıldığında millet vekilliği çıkartma önemli bir etki olacaktır. Ümit Özdağ ilk zaman ki popületisini kaybetmiş durumda. Özdağ, oluşturmaya çalıştığı yabancı karşıtı milliyetçi tabanın yanına nasıl ettiyse geçen hafta LGBT örgütlerini de eklemek için saçma sapan bir kıyasla açılım yapmaya çalıştı. Bu durum, kendi tabanı tarafından bile kabul görmedi. Yüzde 4,5’lardan 1,8’lere kadar inmiş durumda. Geçen Cumhurbaşkanı adayı İnce partisiyle ne gündem belirliyor nede Özdağ gibi aktif olmamasına rağmen yüzde 1 gibi ciddi bir rakamda görünüyor.
Geçen seçim anketlerine göre bu seçimin üçüncü büyük kitlesi kararsızlar. Kararsızları oluşturan ana kitle, AK Parti ye darılmış, güvenini yitirmiş, ceza vermek isteyen, memleketin durumu üzerinden değerlendiren, Kürt yaklaşımını beğenmeyen ve ve ve. Gibi sebeplerle giden, ama “kim?” sorusunda cevap bulamayan, muhalefeti de takip ettiğinde, kararsızlık hanesinde kararlı kalan seçmenler kitlesi.
Karasızların şöylede bir tercihi var. AK Partiyi tercih etmemelerine rağmen Cumhurbaşkanlığı’nda Erdoğan tercihleri daha belirgin. Bu konuda, çekingen bir tavır içinde de değiller. Bu durum Erdoğan açısından son 2 senede en iyi durum. Seçmenin tavır ve hareketlerinden yola çıktığımızda, yine her zaman ki gibi Sayın Erdoğan’ın tek rakibi, yine kendisi ve kendi partisi içine çöreklenmiş seçmenin benimsemediği tipler.
Muhalefet asla ve kata umut vermiyor. Türk demokrasisi açısından 6lı masa oluşumu ve çalışması şekli bana göre çok önemli bir gelişme olmasına rağmen. Siyasal olarak elbette farkları olabilir. Lakin süreci ve seçmen refleksini yönetememeleri onları başarısız kılıyor.
Aylardır bir adayın üzerinde ittifak edememeleri. İçini doldurmadan hala güçlendirilmiş parlamenter sistem demeleri. Anayasa tasladığı diye kopyala yapıştır metinleri okumadan basının karşısında çıkmaları. Biri birlerinden habersizmiş gibi bazı önemli çıkışları kendi aralarında sabote etmeleri… Birde bana göre Ahmet Davutoğlu’nun o masada olması.
Ankete dönersek 6lı masanın adayı kim olsun sorusunun son bir senelik gidişatında ciddi değişim var mesela İmamoğlu artık 4 sırada ve oranı çok düşük. Meral hanımın tabanı sadece onu aday görmek istiyor. Yani İYİ parti başka hiçbir adaya güvenmiyor ve yukarıda yazdım. O durumda İYİ Partiden yüzde 26’lık kesim Sayın Erdoğan’ı destekleme eğiliminde. İlk kez Mansur Yavaş’la Kemal Kılıçtaroğlu yüzde 1 gibi bir farkla yan yana Mansur’un desteği azalmış Kemal Beyi ise kendi partisi istemezken yüzde 19,6’larda taleple ikinci aday ismi.
Karar süreci uzadıkça 6lı masa dağılmaya bilir ama seçmen iradesi ve tercihi kesinlikle dağılacak ve Erdoğan’da kalıcı olacağa benziyor.
AK Partinin, illerde şuana kadar hep yaptığı saçma listelerin dışına çıkıp, çok ciddi halde vatandaşın benimsediği isimlerle vekillik yarışına girme zorunluluğunu görmesi görünüyor.
Ve acil bir kabine ve MYK değişimi belki de…
Seçimlerin demokrasimize ve kardeşliğimize helal getirmemesi niyetiyle.