Türkiye demokrasi tarihi bizi şaşırtmaz ise erken seçim şartları olgunlaştı ve beklentimiz çoğaldı. Erken seçimi, kötü gidişatın acı reçetesini eline alıp, sallaya sallaya bir kurtuluş arayarak, iktidarı seçime zorlayan muhalefetten kaynaklı olmadığını da bilesiniz. Bu da bizim çıkmazımız. İyi bir muhalefetimiz yok.
Evet, ekonomik veriler, enflasyon verileri, istatistik verileri, geçim şartlarının reel yansıması gibi bir çok parametre, artık hükümetin müdahaleleriyle (saklama, oynama, iyi tarafı yansıtma gibi) saklanamaz engellenemez hal aldı. İşte bu tip durumlarda iktidarlar çoğu zaman ya kaçmak için, ya da biraz daha zaman kazanmak için erken seçim der!
Demokrasimizin AK Parti’li sürecinde bunu bir kaç kez gördük...
Neden erken bir seçim!?
Her şeyden önce çok sıkıştık ve bu şartlarda yaklaşan normal seçim hesaplaşma seçimi olacaktır ki, bunu kimse istemez. Bazen (genelde) iktidarlar, iktidarı sadece hizmet için değil; kazanımları korumak ve hüküm sürmek için tercih eder. Ama yarının ne olacağı meçhul ve kötü gidişi de hepimiz görüyorken! Güreşte yorulmuş pehlivanın, arada soluklanma fırsatı bulmuşken son hamle yapması olağan bir durumdur. Şu an malum virüs sebebi ile ortam ve şartlar, iktidarın sosyal sigorta politikasıyla olumlu yönde evrilmişken başka bir kaç dokunuşla ufukta beliren ışığa umutla gidilebilir.
AK PARTİNİN YAVRU MUHALİFLERİ
Türk siyasi tarihi, son 60 yıldır kendini tekrarlıyor. Tekerrür denen şey yaşayan bir obje bizde...
Sosyal medyada bir kesimin sürekli ciddi olarak dillendirdiği, bir kısmında espirili olarak yaklaştığı yaşanan her türlü olumsuzluğunun müsebbibi olarak “CHP nin başının altından çıktı” söylemine bir katkı da bizden olsun.
Bugün her partinin geçmişinde CHP var.
1946’dan sonra ilk bölünmeden en fazla çoğalan ve hep iktidarı elinde tutan “merkez sağ, milliyetçi muhafazakar,” halkanın son büyük kalesi AK Parti’den de nihayetinde, kendisinden kopan 3. Partinin kurulmasına da şahit olduk.
Abdüllatif Şener’in TÜRKİYE PARTİSİ
Ahmet Davutoğlu’nun GELECEK PARTİSİ
Ali Babacan’ın DEVA PARTİSİ
CHP’nin ilk bölünmesindeki siyasi tepki “milli ve manevi” politikalarının beğenilmeme gerekçesi ile ilk kopma muhafazakar bir kalıpta oluyor. Sonraları bölünmeler yine muhafazakar gerekçelerle oluyor. Milli Selamet Partisi kurulana kadar.
AK Parti bölünmelerinde muhafazakar gelenekten gelen liderler partileşme cesaretinde bulunmasının siyasal sosyolojide doktora boyutunda incelenmesi gerekmektedir.
****
Türkiye Partisi bir seçimlik siyasi serüven olarak siyasi partiler tarihinde yerini aldı. Partinin kurucu lideri Abdüllatif bey, şuan savrulmanın Nirvana’sında siyaset yapıyor. Başarılı bir devlet adamı olabilir ama beceriksiz bir siyasi profil olduğunu söyleyebilirim.
Ahmet Davutoğlu, nasıl bir Gelecek vaadi ile ortaya çıktı? Sosyal medyada kendini en fazla ifade eden ve bana göre en çalışkan lider profilinde. Lakin çok sığ bir alanda siyasi çalışma yapıyor. Ülke dertlerine derman olarak konuştuğu dil sanki hayata yeni başlamış, olan biten şeylerden bi haber gibi. Diş politikadaki oluşan kamuoyu algısı boynunda bir pranga gibi hep yanında gelecektir. Zaten seçim şartlarını oluşturan sürecin ekonomik gerekçelerle yükselmesi dış politik kimlikli bir lideri de çok şanslı kılmaz diye düşünüyorum.
Ali Babacan, hangi dertlere Deva olacak! Ekonomik buhranın içinde AK Parti’nin parlak ekonomik döneminin dümen kaptanı olması avantaj, milletin umudu zirvede iken takındığı korkak tavır, ürkek hareket, aşırı tedbir ile yola çıkmadan yüzde 20’den fazla kamuoyu desteğini kaybetmesine vesile oldu. Bu siyasi hata bazen doğmadan öldürür. Bu çıkışa bir de virüs başlaması yaklaşan seçimlerde sözlerinin kıymetini azaltır ama bakalım çıkış süreçindeki basiretsizliğe düşmeden bunu deva tadında avantaja çevirebilecek mi?!
***
Yaklaşan seçimde AK Parti için muhalefetin renklenmesi ve çoğalması avantaj gibi duruyor. Her siyasi yapı ittifakta denge durumunda. HDP sanki yalnızlaşacak gibi dururken, AK Parti’den kopan ve AK Parti’nin koptuğu gelenek, kendi arasında rahat hareket etseler de o taraftaki ana parça CHP kimle yol yürümek isteyecek. CHP açısından hepsi İYİ Parti’den zor bir ortak değil. CHP bu seçimde daha rahat gibi olacak, gereksiz kapris çekmeden masada bulunacak gibi.
Her halükarda AK Parti, MHP ile devam derse en kötü ihtimal 2 tane muhalif yapı ile mücadele edecek ki bu onlar için sandıkta avantaj demek. Sandık sonrası da iktidarda avantaj demek ama sandık sonrası Meclisteki muhalif dil sertleşecek ve daha içten bir dille karşı karşıya gelecek ve sona yaklaşması demek diyebiliriz.
Seçim öncesi sağlık politikalarına minik yan destekler gelebilir. Bunu hafif hafif terörle mücadelede görüyoruz. Ayasofya kuvvetli bir argüman olarak söylemde açılabilir. Ekonomik olarak da işsizlik parası gündemde olabilir.