Anadolu’da şöyle bir ifade var. “Aşağı Yukarı” diye. Tam olmayan, kötü de olmayan, yani durumu özetleme adına ve insanı konuşurken kurtarıcı bir tanımlama.
Aşağı yukarı AK Parti’de olan biteni kendi penceremden bakarak özetlemeye çalışacağım. Bildiğiniz gibi AK Parti’nin 7. Olağan Kongresinde, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’na(MKYK) rakamsal takviye yapılarak, 75 kişiye çıkarıldı, yedekler ve partideki MKYK dışındaki kurullarla birlikte bu sayı 152’ye çıkıyor.
Bu isimlerden çoğu ya ilk kez bu listede ya da bu dönem yeniden yönetim kadrosuna dahil edildiler. Meseleye buradan bakınca aşağı yukarı parti yönetiminde önemli bir değişim var. Evet, 7. olağan kongresi yapılan AK Parti’nin MKYK listesine de şöyle yüzeysel bakarsak, mevcutlardan 22 eski isim listeden çıkartılmış, yani 50 kişilik listeye göre yüzde 50’lik bir oranla değişim yapılmış.
Ama!
Başka bir pencereden listeye bakarsak yapılanlara değişim dememek gerekiyor. Çünkü partide A takımı dediğimiz ve sayısı 18’e çıkartılan MYK listesinde nerede ise hiç değişim yapılmadı… Liste dışı kalan üç kişiden ikisi yine partinin başka organlarında değerlendirildi.
Yani AK Parti’de beklenen değişim olmadı.
Bu durum şöyle ifade edilebilir. “Çok iyi gidiyoruz, birkaç taze kanla 2023’te yine iktidarız.”
AK Parti taban sorunu yaşayan, kısır döngü içinde insan üretemeyen bir yapı olmamasına rağmen! kazanda dolanan kepçenin her seferinde aynı isimleri çıkartması ve bu aynı isimler arasında sürekli vazife değişikliği yapılması kısır bir döngü değil de nedir?
Ben, ‘2023 vizyonu’ bir liste görmüyorum. Ya da, AK Parti yürütücü iradesi gerçekten bu kadroya çok güveniyor. Bütün isimleri tek tek değerlendirebilirim ama gerek yok. Şu an kaç kişi, bir çırpıda AK Parti’de siyaset üreten bir isim söyleyebilir. İdare şekli olarak AK Parti ciddi manada MHP ile aynılaştı.
MHP deyince!
AK Parti, kendi bünyesinden ayrılan Babacan ve Davutoğlu’nun Kürt seçmene yönelik çıkışlarını dikkate almış olacak ki; yeni MKYK’sında, Kürt politikasına yönelik söz söyleyebilecek bir iki ismi kadrosuna ilave etti. Ama diğer taraftan MYK’da Kürt kökenli bir isme yer verme gayreti bir süredir sönmüş görünüyordu ve yeni dönemde de böylesi bir ismi yönetime alma hassasiyeti gösterilmemiş beli ki.
Yani bu adımları ile MHP’yi razı ediyor falan demiyorum. Ama ciddi manada yanlış hamle yapıyor. Bu, samimi olmadığı anlamına gelebilecek bir adım değil de nedir?
Yine MKYK listesine bakınca! Eskiden beri her partinin gözettiği bir kural vardır. İllere göre dağılım ve illerin var olması. AK Parti MKYK’sında Akdeniz ve Karadeniz ağırlığını görüyoruz ama AK Parti’nin oy deposu İç Anadolu’nun bazı illeri ise hiç gözetilmemiş.
Halk her seferinde yeni değişime bıraktığı iyi niyetini kabine değişikliğine erteledi sanırım. Bakalım Kabine yine Trabzon merkezli bir tercihle mi sonuçlanacak? Bütün bu tercihleri görünce AK Parti’nin üzerine durmak istediği Milliyetçi Muhafazakâr taban görüntüsü ile gelecek seçimde şekillenecek ittifaklar da belirginleşmeye başladı diyebiliriz.
Gözlerimiz kabinede.