Cuma günü Odatv’nin gündeme taşıdığı Muhsin Yazıcıoğlu ile alakalı davada yaşananlar ve sonrası süreç.
Salon görevlisinin işgüzar tavrı ile gereksiz gerilen ortamda, Sayın Destici’nin kusuru da görmezden gelinemez. Bu harekette lider; eşitler içinde, öncülerin ardı sıra yürümekle olur. Rahmetli şehit liderin yaşantısı sonradan gelenlere öncülük etmelidir.
Sayın Destici ile görüşmedim. Ama salonu geren mübaşir, talimatı Destici’den aldı ise öncülük makamında kamillik sorunu var demektir. Ayrıca Sayın Destici’nin, kendisi için bekletilen kabalağın içine değil de, salona girmesi ise ayrı bir çiğliktir.
Salonda yaşananlar ve Gülifer Yazıcıoğlu’nun tutumu ise çok yanlış, kaba ve gereksiz bir tepkidir. Mahkeme sonrası tolere etme çabası, hatasını kısmen kabül ettiğini göstermektedir. Ama bir lider eşi, hele ki acılı bir eş, daha sabırlı ve dikkatli olmalıdır.
Salonda olanlar BBP adına beni üzmüştür. Sonrasında Sayın Destici, liderlik makamının hürmetini çiğneyenlere karşı örfün üst seviyede tepkisini verme amaçlı konuşsa da. Son seçimlerdeki tavrı, siyasi partiyiz çıkışıdır. O zaman, siyasi parti gibi konuşmak gerekli idi.
**
Kaşıkçı cinayeti
Yaşanan olaydan çok sonrası olaylara bakınca şaşırmamak elde değil!!!
Suud, üç yıldan uzun süre, hiç bir meşru gerekçe göstermeden; milyonlarca Yemenli çocuğu açlıktan, binlerce sivili de bombalayarak öldürmüştür. Dünya bu savaşa; BM raporlarına rağmen gözlerini yummuşken. Tarihte ilk kez olmayan, hatta Suud vatandaşlığından başka kimliği de olmayan bir gazeteci için gereğinden fazla bağırılmaktadır. Bu bana, bu işin içinde bir iş olduğunu düşündürtmektedir..
Suud hanedanı Muhammed Bin Salman, muhalif yüzlerce prens ve dolar şeyhini tutuklamış, öldürmüş ve beş parasız sürgüne göndermişken, bir prensin adamı Kaşıkçı olayı neden daha fazla gündemdedir. Suud sarayı da bu kadar acemi cinayet sonrası oluşan kamuoyundan tedirgin olmuş ve korktuğunu beyan etmiştir.
Sanki her şey para için...
***
Andımızdan İttifaklar.
Melih Gökçek yeniden gündeme gelecek kadar MHP ile AK Parti arasında koz paylaşımı yapılmaktadır. Basiretsiz AK Partili idarecilerle, Melih Başkanın imtihanı durumuna gelen yerden ittifaka bakarsak, konu bir kaç yönden ele alınmalıdır.
MHP ittifakta ısrarcı ve her şeye rağmen birlikteliği sağlamak istiyor. AK Parti ise sahada başka bir tablo ile karşılaştı ve MHP’yi gerekiyorsa çok irdelemeden bir denklemle Kürt oylarını toplamaya çalışıyor. Aksi halde oy puanı son seçimlerden daha aşağı, yüzde 40 bandının altına inecektir. Tabi yerelde illerin çoğunda herkes adayını gösterirse yüzde 30 bandını aşan parti belediyeleri alır, ama bu tablo AK Parti paradigmasının iflası demektir.
Batıda HDP’nin CHP adaylarına desteği ciddi bir taban kayması demektir. Batıdaki büyük şehirlerde yüzde 5 ila yüzde 13’leri bulan HDP seçmeni, herkesin iştahını kabartacak büyüklüktedir. İstanbul’da seçimleri belirleyecek kitledir. Aynı şekilde az da olsa MHP de aynı konumdadır. Hükümet gelenle giden hesabı arasında sıkışmış kalmış durumda.
MHP her şeye rağmen bu ittifakı istiyor. AK Parti il il adayın da mahareti ile gizli ittifak peşindedir.