ıradaki yazım, iktidarından muhalefetine kadar tüm siyasilere gelsin…
Ama bu yazının asıl muhatabı olan siyasi umarım üstüne alınır ve bizlerden ÖZÜR diler.
Ben en son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim.
BİZİM KALEMLERİMİZ SATILIK DEĞİLDİR HANIMEFENDİ.
Her kim olursa olsun, bize (basın mensuplarına) ithafen “satılmış kalemler” ibaresini kullanamazsınız.
Yazının muhatabı olan İyi Parti Denizli İl Başkanı Raziye Akışık ile yaptığım görüşmemde, “Ben seni kast etmedim” demekle de bu işin içinden de sıyrılamazsınız.
Bu gaf, ya da talihsiz açıklama, sizin siyasi hayatınızda kara bir not olarak her zaman hatırlanacak.
Bizler kimsenin candaşı, yandaşı, yoldaşı ya da taraftarı değiliz.
Artık bunu kafanızın bir kenarına sokun.
İstediğimizi yazıp istediğimizi yazmamakta sonuna kadar ÖZGÜRÜZ.
Bu özgürlüğümüz satılmışlığımızdan değildir.
Özgür irademizdendir.
Daha fazla bir şey yazmaya gerek yok herhalde.
Bu özgürlüğümüz, “satılmış kalemler” olarak nitelendiriliyorsa vay halinize…
Beş kuruşluk faydanız olmayacak, işinize gelince “Basın bizim gözümüz, kulağımız, dişimiz, burnumuz, ciğerimiz” diyeceksiniz. Günü kurtaracaksınız…
Ama hiçbir zaman “Bu adamlar (basın kuruluşları) yanında insan çalıştırıyor, onların giderleri var” diye düşünüp bizlerin ayakta kalmasını sağlamak adına ayda yılda bir ilan vermeyeceksiniz.
Sonra bizi iktidar yanlısı ilan edeceksiniz. Hoş öyle değil de, olsak bile bunun sorulusu kim acaba? Diye sormazlar mı adama?
El cevap?
Mustafa Karapınar, yazını okudum, basın ilkeleri adına, olması gereken de aynen dediğin gibi. Çok haklısın.... Ancak; Mahalli Denizli basınımız için hiç bir şey söylemeyeceğim, ne zorluklar ile, ne baskılar ile bu gün mesleklerini en iyi şekilde içra ettiklerini bilenlerden. "Sabah", "Akit", "A-Haber" "Türkiye" gibi basın yayın kuruluşları ve grupları adina, buradaki basın emekçileri, ne yapsın? Ekmek parası, bir çok ilkeli gazetecinin, yazdıkları, çizdikleri, çektikleri fotoğraflar yüzünden kapı dışarı bırakıldılar mi? Sevgili Mustafa, ilkeli basın mensubu olmak her basın mensubunun idealdir. Kim istemez ki; istediğini yazsın çizsin, konuşsun? Hapishanelerde basın mensuplarına ne demeli ? Basın Emekçileri, iyi para kazanmalı ve mesleğinde, kişi hakları, tehdit ve gercek dışı jaber yapmak dışında, sonuna kadar mesleğini icra ederken özgür olmalı, çünkü mesleğiniz doğruları halkın önüne koyabilmektir. "Doğru söyleyeni de dokuz köyden kovarlarmış" deselerde , basın mesleği çok zor ve bir o kadar da, kutsal bir meslek. Sağlık ve Başarılar diler, gözlerinden öperim.