YIL 1999 VE 2001 ARASI
Ülkemiz ekonomik krizlerden bitap olmuş. Develüasyon almış başını gitmiş, paramız her geçen dönem değer kaybediyor, yarının ne getireceğini bilemez bir halde ülkede siyaset ve siyasetçiye güven kalmamıştı.
Bir isim okuduğu şiir yüzünden cezaevine girdi. Çıktığında ise kahraman gibi karşılandı.
Nedeni; İstanbul’da yaşanan tüm karmaşaları bitirmiş, hizmet destanları yazmış, o zamanlar yanlış hatırlamıyorsam 12 milyon nüfusu vardı. "İstanbul’u bu hale getirdi ise ülkeyi de daha iyi yerlere getir" diye milletimiz 3 Kasım 2002 tarihinde sandık başına giderek bu umutla Adalet ve Kalkınma Partisini ve Recep Tayyip Erdoğan’ı dümenin başına geçirmişti. Aradan geçen süre içinde yapılan hizmerlere bakan milletimiz hep tek başına iktidar görevini verdi. Bu zamana kadar geldik.
Muhalefet partileri her seçimden sonra kendilerini başarılı gördü. Oylarını artırdıklarını ifade ederek liderler koltuklarını korumaya devam etti.
Ancak bu arada muhalefet partisi liderleri kaybedilen her seçim sonrası ortaya ilginç iddialar attı. Örnek mi, “Hükümet oyları çaldı” “Trafoya kedi girdi” “AA veri akışını durdurdu” gibi gibi gibi…
Hep bir selzeniş hep bir yoksunma vardı.
Ancak en önemli çıkış da hukuk üzerine idi. Daha dün gibi hatırlıyorum. Muhalefet partisi yerelde de genel de söylemlerine baktığımızda “Hukuk herkese lazım” diye baya dillendirdiler.
....................
YIL 2019
Aradan geçen 20 yıl. Onca seçim yapıldı. İlk kez bu kadar heyecanlı, planların tutmadığı, nelerin değişeceği belli olmayan, anketlere güvenilmeyen bir seçim dönemi geçirdik. Geldiğimiz noktada İstanbul, Ankara başta olmak üzere gerek muhalefet ve gerekse de iktidar partisi kanuni haklarını kullanıp seçim sonuçlarına itiraz ettiler. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin itirazları içeren paylaşımlarda kullandığı (hashtag) #HukuktanKorkma…
Muhalefetin uzun zamandır dillendirdiği hususu bu kez iktidar partisi gündeme taşıyarak tabiri caiz ise kendi silahı ile vuruyor.
AK Parti’nin kurulduğu 14 Ağustos 2001 yılından sonra milletin siyaset ve siyasetçiye güveni yeniden oluştu. Aradan 20 yıl geçti.
Herşey güzel de bir de olaya vatandaş penceresinden bakmanın gerekliliğine inananlardanım. Yeniden eski günlere dönmeyelim.
Vatandaş 20 yıl önceki gibi yeni bir oluşuma ihtiyaç duyulduğu hissine kapılırsa o zaman vay halimize vay demekten başka bir şey denmez…. Güven kayboldu mu ne istikrar kalır, ne de ekonomi…
Vatandaş gözü ile 20 yılın özetini çıkardım.
Üstüne alınan alınır.