Sizlere, en son yazımda, başta Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan olmak üzere, Denizli iş dünyasını temsil eden isimlerin üstün gayretleriyle, koronavirüs pandemisinin açtığı yaraların kangren olmadan nasıl sarıldığını ve ekonominin durmadığını anlatmaya başlamıştım. Ve ilk yazımın sonunda "İhracatçılar da boş durmadı hani..." demiştim.
Kaldığımız yerden devam edelim.
İhracatçılar boş durmadı. Kimi yön değiştirdi, kimi de iş. Uluslararası piyasaların istediği ürünlere yönelenlerin yanı sıra bazılarının da "Gezen aslan, aç kalmaz!" diyerek adımlamadıkları/temasa geçmedikleri coğrafya da kalmadı. Salgından korkup kaçmadılar. Fabriklar, üretti ve sardı yükünü; müşterisine yolladı. Bu durumda onları motive etmekse, DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu'na kaldı. O'nun çabalarıyla, Denizli Organize Sanayi Bölgesi'nde ekonominin can damarı sanayinin çarkları durmadı. Köşe kapmaca oynamadı millet. Herkes işinin gücünün başındaydı. Kimse ucuz yoldan para kazanmanın telaşına, aldatmacasına kapılmadı. Üretti ya da aldı sattı kazandı. Fabrikaların bir çoğu zor sürece rağmen kapanmadı. İşçiler çıkarılmadı. Yine kazanlar kaynadı; yine çalışanlar kazandı. İlmik ilmik Denizli'nin geleceğini dokuyan tezgahlar durmadı. Pamuk iplik, iplikler bobin, bobinler de havlu bornoz nevresim oldu. Koliler ve tırlar doldu. İhracat oldu; döviz oldu. Memişoğlu, emsallerinin can havliyle Denizli'yi saf dışı bırakıp elinden ekmeğini almasına da mani oldu. Kolay değildi çünkü, zor oyunu bozar! Kurallara göre oynamak istemeyenler, bu tür dönemlerde ayakta kalmak için her yolu denerler. Siz istediğiniz kadar kaliteli ve iyi olun fark etmez. Daha önce Denizli döviz ve iplik krizlerinde birçok pazarını, yanından bile geçemeyecek rakiplerine kaptırmıştı. Çünkü, bunlar yaşanmıştı. Bu kez Denizli dik durdu, kazandı. Başkan Memişoğlu ile ekibi, büyük çaba harcadı. Üyelerini, hem bilinmeyene hem de hantal bürokrasiye ve prosedüre yem etmedi. Özellikle, DTO Başkanı Uğur Erdoğan ile uyumlu çalışmaları, şehirdeki üretici ve ihracatçılar açısından sıkıntıların kısa zamanda aşılmasında büyük rol oynadı. Yazımın en başında "ONLAR STK'DAN FAZLASI..." dedim. Sosyal sorumluluktan kaçmayan başkanlar, toplumsal görevlerini özel hayatlarının da üstünde tutup, gece gündüz demeden koştu ve çalıştı. Nerede ne ihtiyaç varsa, tespit edip gereğini yerine getirdi. Bunlar olmasaydı Denizli ekonomisi, önce ilgisizlik ve yoksunluk sonra yoksulluktan kıvranırdı. Daha da dayanamaz, kırılırdı. Onların çabaları boşa çıkmadı... İnandıkları insanlar, ihracatçı şehirler arasında 9'uncu sıradaki Denizli'yi düşürmedi. Her ne kadar eskisi gibi olmasa da onca zorluğa rağmen Denizli'de halen yüzler gülüyor. Halen çalışma azmi ve isteği var. Hemşehrilerimizin halen iş yapma iştahı var.
Yazımızın bu kısmında biraz daha anlam katması adına bazı rakamsal değerleri sizlerle paylaşalım. Geçtiğimiz günlerde Temmuz ayı ihracat rakamları Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklandı. Ülkemiz ihracatı temmuzda yüzde 5,8 azalarak 15 milyar USD oldu. Denizli ve DENİB ihracatında ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat artışları yaşandı. Temmuz ayında, TİM tarafından kaydedilen Denizli ihracatı yüzde 6,7 yükselişle 298 milyon USD olurken, DENİB üyelerince yapılan ihracat ise yüzde 4,2 artışla 216,5 milyon USD olarak gerçekleşti. Başkan Memişoğlu,buna ilişkin açıklamasında Mayısta 126 milyon USD, haziranda ise 183 milyon USD olan DENİB ihracatının temmuz ayında 216,5 milyon USD’ye ulaşması güçlü toparlanma yaşadığımızın önemli bir göstergesi. Dinamik yapılarıyla ön plana çıkarak fark yaratan ve yeni değişkenlere hızla ayak uydurabilen ihracatçılarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz” demişti.
Tebrikler DENİB, tebrikler Memişoğlu Başkanım.
Siz ihracatçıyı, onlar da sizi ve bizi/Denizli'yi yarı yolda bırakmadı!
Sattığınız döviz olsun. İş olsun, insanlara ekmek aş olsun.
Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenlili'nin de bugünlerdeki payını, katkısını göz ardı etmemeli; hakkını yememeli.
O da sonraki yazımda artık.
Görüşmek üzere.