"Teknoloji fayda mıdır yoksa zarar mı?"

Psikolojik Danışman Merve Gürsoy, teknolojinin çocuklar üstünde etkilerini anlattı. Gürsoy, teknolojinin zararlarından korunmanın yollarını madde madde anlattı.

Teknoloji her geçen gün gelişmeye ediyor. Birbirinden farklı uygulamalar, oyunlar derken 7’den 70’e tüm insanlığı kıskacına almayı başardı. Özellikle de çocuklar üzerinde ciddi etkiler bırakıyor. Hatta bu etkiler son dönemlerde ölümle sonuçlanabiliyor.

Psikolojik Danışman Merve Gürsoy, www.denizli’desiyaset.com’un muhabirlerinden Nurhayat Ertan Yetiş’e teknolojinin çocuklar üzerindeki etkilerini anlattı.

Teknolojinin her geçen gün artarak hayatımızın içinde yer aldığını anlatan Gürsoy, Bu bazen hayatımızı kolaylaştıran ve işlerimizi hızlandıracak şekilde işlevsel, bazen de ne yazık ki bizi ve çocuklarımızı kıskacına alarak iletişimi koparan ve hatta kişiye, hayvana ya da eşyalara zarar verecek şekilde işlevsiz olduğunu belirtti. Gürsoy, “Çocukların oynadıkları oyunların, kullandıkları uygulamaların ya da izledikleri filmlerin masum gibi görünmesine rağmen hiç de masum olmadığını, hem kendilerine hem de toplumsak olarak hepimize zarar verebildiklerini biliyor musunuz?” dedi.

“ADIM ADIM ÖLÜME GÖTÜRÜYOR”

Sık sık adını duyduğumuz Mavi Balina hakkında açıklamalarda bulunan Psikolojik Danışman Merve Gürsoy, “Önce katil oyun: mavi balina diyerek çıktı karşımıza. Neydi bu oyun bir hatırlayalım. Bu oyuna bir şekilde katılan kişilerden, çoğu şiddet içeren 50 talimatı yerine getirmesi isteniyor. 50 günlük bir süreyi kapsayan bu komutlar arasında derin olmayacak şekliyle bedenlerine zarar verilmesi, belirli bir süre boyunca kimse ile görüşülmemesi, yüksek sesli olarak müzik dinlenilmesi gibi aşamalar yer alıyor.50. günün sonunda ise kişiye son aşama olan "yüksekten atlayarak ya da kendini asarak" intihar etme komutu veriliyor. "Mavi Balina" adlı oyunun ilk günlerinde kişisel bilgiler ve fotoğraflar paylaşılıyor. Oyun kurucular bu yolla topladıkları bilgilerle çocukların oyunda kalması için tehdit unsurlarına ulaşmış oluyor (annene zarar veririz, her yaptığını öğretmenlerine gösteririz, evini, okulunu biliyoruz v.b.). Özetle bu oyun tuzağına düşenleri adım adım ölüme götürüyordu” dedi.

“HEM AHLAKİ YAPIYI HEM DE DÜZENİ BOZACAK”

Hızlı bir şekilde çocuklar ve gençler arasında yayılan Tik Tok adlı uygulamada, Çin’ in dijital savaşı olarak adlandırıldığını söyleyen Gürsoy, “Önümüzdeki 6 ay içerisinde uygulanacak meydan okumalardan oluşan çalışması duyulmaya başlandı. Bu meydan okumalardan bazıları tuvaletlere zarar ver, öğretmenin ensesine şaplak at, cinsel organını okul koridorunda göster, arkadaşının kız arkadaşını öp gibi hem ahlaki yapıyı hem de düzeni bozacak şekilde olup;  her aya bir görev verilecek ve bu görevleri yaparken videoya çekerek paylaşmaları istenecek. Bu şekilde bir gün çocuğunuz belki zarar veren belki de zarar görecen olacak.  Hatta öyle ki ülkemizdeki farklı bölgelerde uygulanmaya başlanan görevler oldu bile” ifadelerine yer verdi. Gürsoy, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“SQUİD GAME KAN DONDURUYOR”

Peki ya şimdi Netflix’ te yayınlanmaya başlanan yabancı dizi Squid Game’ i duymayan var mı? Her ortamda bahsedilen, izlemeyenlere tuhaf tuhaf bakılan,  adeta psikolojik baskı yapılan yine mavi balina oyunundaki gibi kişilerin zayıf yönlerinin önce tespit edilmesiyle başlanan, akabinde oyuna alınacakları, tüm oyunları tamamlarlarsa yüklü bir para ödülü alacakları söylenerek sözleşme imzalatılan, basit çocuk oyunu oynatılıp, kuralı bozanların acımasızca katledildiği, ölenlerin haklarının sağ kalanlara devrolduğu, acımasızlık ve ölüm üzerine kurgulanmış, kan donduran bir dizi. Ne yazık ki birçok aile çocuğu ile birlikte oturmuş izliyor peki ya çocuk nasıl anlamlandırıyor, ne hissediyor ve sonrasında nasıl davranacak?
İlkokul ve ortaokul bahçelerinde bile çocuklar bu dizinin oyununu oynamaya başlamışlar bile, ellerinde silah varmış gibi ve kan balonlarıyla!

Çok uzak gibi, sizin çocuğunuzun başına gelmez gibi geliyor belki ama;  8 yaşındaki kızının teneffüste bahçeye çıktığında ağızları kanlar içinde yerde yatan çocuklar ve başında onlara silah tutuyormuş gibi bekleyen arkadaşlarını gördüğünü, büyük bir şoka girdiğini ve hala bunun etkisinde olduğunu anlatan anneyi okudunuz mu mesela? Squid game benzeri bir oyun için kare kodlu davet kağıtları çocuklara rast gele dağıtılmaya başlandı bile. Çocuk bu kare kodu belirtilen uygulamaya okutuyor ve oyuncu oluyor. Peki, bu oyun nasıl gelişecek, nasıl sonlanacak, içinde hangi görevleri barındıracak? Yoksa mavi balina oyunu tehlikesi şekil değiştirip tekrar gündeme mi geliyor?  Bunun senin, benim, kısacası bizim çocuğumuzun başına gelmeyeceğinin bir garantisi var mı?

Nasıl da yozlaşıyor, acımasızlaşıyor ve aile üyelerimizle aramıza mesafeler koyuyoruz farkına varmadan… Yan odada çocuğumuz art niyetli kişilerin tuzağına düşmüş saçının teline zarar gelmesin derken hangi görevler için zorlanıyor mesela?”.

 TEKNOLOJİDEN KORUNMANIN YOLLARINI ANLATTI

Psikolojik Danışman Merve Gürsoy, teknolojinin olumsuz yönlerinden çocuklarımızı korumanın yollarını şu sözlerle anlattı:

“İnterneti güvenli hale getirerek çocuğunuzun cinsellik ve şiddet içeren yaşlarına uygun olmayan içeriklerden uzak tutmak. Gerek ev internetiniz gerekse evdeki tüm cep telefonlarındaki İnternetleri +18 koruma paketine çevirmek.

Elimizde telefonun, karşımızda televizyonun açık olduğu saatleri azaltmak için teknoloji diyeti yapmak diyebiliriz. Belirli saatlerde tüm aile üyelerinin ellerindeki telefonu sabit bir yere bırakması, televizyon, tablet ve bilgisayardan uzak durulması gibi.

Çocukların yaşlarına göre; başarı hissini ve rekabet duygusunu tatmin edebilmek için kutu oyunları oynamak ya da herhangi bir dalda maç yapmak.

Aile bağlarını güçlendirmek için aktiviteler planlamak; pikniğe gitmek, son zamanlarda  görmeye çok alıştığımız kamp sandalyelerini alarak temiz havada vakit geçirmek, güvenli ve eğitici olan TV/film saatleri yapmak, yemek pişirmek, kek, pasta gibi bir şeyler yapmak, müzikle ya da resimle ilgilenmek.
Herhangi bir sorun olduğunda, bunu tüm duyguları ve düşünceleri dile getirerek konuşmak ve çözüme kavuşturmak.

Aile içinde kuralların yeniden gözden geçirilmesini sağlamak. Bunun için belirli aralıklarla her aile üyesinin katılacağı bir toplantı yaparak herkesin kural olarak koyulmasını istediği şeyler sorulup, oylanarak listeye eklenebilir ve bu liste ihtiyaç duyulduğunda güncellenebilir.

 Çocuklara, her ne olursa olsun, ailesine; herhangi bir tehdit, yapmış olduğu hatalı bir davranış durumunda bilgi vermesi için güven temin etmek.

Sosyalleşme sorununu çözebilmek adına herkesin akranlarıyla bir arada olmasını desteklemek. Salgın dönemiyle beraber internetten zoom gibi programlar üzerinden çocukların akranları ile evcilik gibi oyunlar oynadıkları videolara şahit olduk. Bu da bizlere çocukların zor durumlara yetişkinlerden daha iyi ayak uydurduklarını açıkça gösteriyor. Çocukların online oyun denecek şiddet ve küfür içerikli oyunlar oynaması yerine sosyalleşmesine katkı sağlayacak oyunlar oynaması olumlu teknoloji kullanımına örnektir ve desteklenmelidir.

İletişimde sorunlar varsa, akademik başarı düşmeye başladıysa, teknoloji ile geçirilen saatler artarken kısıtlamaya gittiğinizde yoksunluk belirtileri varsa aman dikkat!

Tabiri caizse sorunun arapsaçına dönmesini beklemeden bir uzmandan yardım almak hem kendinize hem çocuğunuza hem de ilişkinize yapacağınız en büyük yatırımdır”.

HABER: NURHAYAT ERTAN YETİŞ