UDEF Genel Başkanı Dr. Mehmet Ali Bolat, Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF)’in Türkiye’ye gelen yurt dışından gelip eğitim alan uluslararası öğrencilere bakan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi. Genel Başkanı Dr. Bolat, Pamukkale Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Yasin Karaman ile birlikte Denizli programı kapsamında Toç Bir-Sen Denizli Şube Başkanı Osman Tavşan’ı da ziyaret etti. Burada www.denizlidesiyaset.com yazarlarından Mustafa Karapınar’ın sorularını yanıtlayan Bolat, çalışma alanlarını anlattı. Türk öğrencilerle ilgilenmediklerini anlatan Bolat, “Türk öğrencilerle ve mültecilerle ilgilenmiyoruz. Sadece ve sadece ülkemize gelen lise, lisans ve yüksek lisans veya dil öğrenme anlamında doktora yapan gibi uzun dönemli eğitim için gelen ikamet taşıyan pasaport taşıyan resmi izin alan Uluslararası öğrencilerle ilgileniyoruz Ülkemizde şuan 203 ülkeden 140 bin Uluslararası öğrenci var. UDEF olarak biz 63 dernek halinde çalışıyoruz derneklerimize gelen giden öğrenci sayısı 45 bindir” dedi.
“HERŞEYLERİ İLE İLGİLENİYORUZ”
Çalışmalarını anlatan Bolat, “Türkçe öğretiyoruz, rehberlik danışmanlık yapıyoruz, üniversite döneminde staj ayarlıyoruz, kalacak yer konusunda düğer konularda ikamet konusunda yönlendirme yapıyoruz. Aslında özetle ülkemizdeyken onlara ev sahipliği yapma çabası içerisindeyiz. 5 yıl kaldıysa her türlü maddi manevi ihtiyacı oluyor bazen bir gülümseme, bazen bir problemini dinleme, bazen burs bulma, bazen ikamet konunda yardımcı olma, bazen yönlendirme, hayatın her alanında onlarla beraber olmaya çalışıyoruz. Yüksek lisans, doktora yapan evli öğrencilerimiz var. Ev sahibi misafir hukuku içerisinde elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Öğrencilerimizin büyük çoğunluğu Müslüman ama Hıristiyan, Budist, Şaman gibi gayrimüslim öğrencilerimizde var.
DERNEK İHTİYAÇ OLDU
İlk derneğimiz 2004 yılında İstanbul’da SADER adıyla kuruldu. O da İHH İnsani Yardım Vakfı içerisinden doğdu. İHH, 1992 yılında Bosna savaşıyla beraber mazlum coğrafyalara yardım götüren bir sivil toplum kuruluşu olarak doğdu. 2004’e gelene kadar Bosna’dan, Kosova’dan, Doğu Türkistan’dan, Çeçenistan’dan öğrenciler İHH’nın yardım götürdüğü bölgeden gelen öğrencilere burs veriyordu. İlk derneğimizi SADER adıyla kurduk. 4 yıl çalıştık. BAĞLEM adı ile yeni bir dernek kurduk. 2008’de BAĞBALEM olduk. İllerde Bursa’da Konya’da, Kayseri’de başka derneklerin kurulmasına ön ayak olduk. 2012 yılının Aralık ayında 11 derneğe ulaşmıştık. 11 dernek yönetim kurulu üyeleri bir araya geldiğinde beraber bir federasyon kurmaya karar verdik. İstanbul’daki BAĞBALEM Derneğinin başkanıydım. Federasyon genel başkanı olarak seçildim. O günden bu güne federasyon olarak çalışıyoruz. BAĞBALEM hala çalışıyor diğer derneklerimiz çalışıyor. Öğrenci sayısı arttıkça da dernek sayımız arttı. Bize üye derneklerin sayısı şu an 63 oldu. Türkiye’de hemen hemen öğrencilerin olduğu her ilde varız.
ÖĞRENCİLERİN EN BÜYÜK SORUNU
Uluslararası öğrencilerin şuan en büyük sorunu çalışma izni olmaması. Normalde 4yıl önce çalışma izni çıktı. Uluslararası öğrenciler lisans öğrencilerine haftalık20 saat yüksek lisans doktoraya bir Türk ne kadar çalışabilirse 40 saat kadar çalışma izni verildi. Fakat kanun bir türlü işler haline gelmediği için yürürlüğe girmedi. Oysaki dünyanın her yerinde uluslararası öğrenciler çalışıyor. Bizim öğrencilerimizde artık kanun çıktı diye rahat olduklarını düşünüyorlar. İki arada bir derede kalmış durumdalar. Şuan en büyük problem kanunun yürürlüğe girmesidir. 143 bin öğrencinin 20 bin kadarı burslu, onlar çalışamazlar burs alıyorlar ama geriye kalan 123 binin tercümanlık bürolarında yurt dışında çalışan şirketlerde okulunda kendi kütüphanesinde belli şekilde izinli çalışması lazım ki bünye adapte olsun ihtiyaçlarını karşılasın. 143 bin öğrencinin 243 bin 343 bin öğrenci haline gelsin. Çünkü dünyanın her tarafından Türkiye’ye öğrenci gelmek istiyor. Gelecekleri zamanda doğal olarak sordukları ilk soru üniversite, ikinci soru kalacak yer, üçüncü soru da çalışabilir miyiz? sorusu oluyor.
“HERŞEYLERİ İLE İLGİLENİYORUZ”
Çalışmalarını anlatan Bolat, “Türkçe öğretiyoruz, rehberlik danışmanlık yapıyoruz, üniversite döneminde staj ayarlıyoruz, kalacak yer konusunda düğer konularda ikamet konusunda yönlendirme yapıyoruz. Aslında özetle ülkemizdeyken onlara ev sahipliği yapma çabası içerisindeyiz. 5 yıl kaldıysa her türlü maddi manevi ihtiyacı oluyor bazen bir gülümseme, bazen bir problemini dinleme, bazen burs bulma, bazen ikamet konunda yardımcı olma, bazen yönlendirme, hayatın her alanında onlarla beraber olmaya çalışıyoruz. Yüksek lisans, doktora yapan evli öğrencilerimiz var. Ev sahibi misafir hukuku içerisinde elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Öğrencilerimizin büyük çoğunluğu Müslüman ama Hıristiyan, Budist, Şaman gibi gayrimüslim öğrencilerimizde var.
DERNEK İHTİYAÇ OLDU
İlk derneğimiz 2004 yılında İstanbul’da SADER adıyla kuruldu. O da İHH İnsani Yardım Vakfı içerisinden doğdu. İHH, 1992 yılında Bosna savaşıyla beraber mazlum coğrafyalara yardım götüren bir sivil toplum kuruluşu olarak doğdu. 2004’e gelene kadar Bosna’dan, Kosova’dan, Doğu Türkistan’dan, Çeçenistan’dan öğrenciler İHH’nın yardım götürdüğü bölgeden gelen öğrencilere burs veriyordu. İlk derneğimizi SADER adıyla kurduk. 4 yıl çalıştık. BAĞLEM adı ile yeni bir dernek kurduk. 2008’de BAĞBALEM olduk. İllerde Bursa’da Konya’da, Kayseri’de başka derneklerin kurulmasına ön ayak olduk. 2012 yılının Aralık ayında 11 derneğe ulaşmıştık. 11 dernek yönetim kurulu üyeleri bir araya geldiğinde beraber bir federasyon kurmaya karar verdik. İstanbul’daki BAĞBALEM Derneğinin başkanıydım. Federasyon genel başkanı olarak seçildim. O günden bu güne federasyon olarak çalışıyoruz. BAĞBALEM hala çalışıyor diğer derneklerimiz çalışıyor. Öğrenci sayısı arttıkça da dernek sayımız arttı. Bize üye derneklerin sayısı şu an 63 oldu. Türkiye’de hemen hemen öğrencilerin olduğu her ilde varız.
ÖĞRENCİLERİN EN BÜYÜK SORUNU
Uluslararası öğrencilerin şuan en büyük sorunu çalışma izni olmaması. Normalde 4yıl önce çalışma izni çıktı. Uluslararası öğrenciler lisans öğrencilerine haftalık20 saat yüksek lisans doktoraya bir Türk ne kadar çalışabilirse 40 saat kadar çalışma izni verildi. Fakat kanun bir türlü işler haline gelmediği için yürürlüğe girmedi. Oysaki dünyanın her yerinde uluslararası öğrenciler çalışıyor. Bizim öğrencilerimizde artık kanun çıktı diye rahat olduklarını düşünüyorlar. İki arada bir derede kalmış durumdalar. Şuan en büyük problem kanunun yürürlüğe girmesidir. 143 bin öğrencinin 20 bin kadarı burslu, onlar çalışamazlar burs alıyorlar ama geriye kalan 123 binin tercümanlık bürolarında yurt dışında çalışan şirketlerde okulunda kendi kütüphanesinde belli şekilde izinli çalışması lazım ki bünye adapte olsun ihtiyaçlarını karşılasın. 143 bin öğrencinin 243 bin 343 bin öğrenci haline gelsin. Çünkü dünyanın her tarafından Türkiye’ye öğrenci gelmek istiyor. Gelecekleri zamanda doğal olarak sordukları ilk soru üniversite, ikinci soru kalacak yer, üçüncü soru da çalışabilir miyiz? sorusu oluyor.