"Süresiz nafaka kaldırılmalıdır"

Aile Yaşatma Federasyonu Denizli Temsilcisi Ege Sorumlusu Mehmet Ablay, süresiz nafakanın kaldırılması gerektiğine dair bir basın açıklaması yayınladı.


“Bilindiği üzere; ülkemizde 1989 yılından beri uygulanan “süresiz nafaka uygulaması”ndan dolayı 5.000.000’a (beş milyona) yakın vatandaşımız mağdur olmuştur” diyen Ablay,  “Süresiz Nafaka Uygulaması, yargılamada herhangi bir kusura bakmaksızın erkeğin gıyabında “eski eşe” karşı nafaka borcu yüklemektedir. Bunun sonucunda erkek mağdur olmaktadır. Özellikle son yıllarda yazılı ve görsel basında sık sık “nafaka amaçlı evlilikler” duymaktayız. Bir süre evlilik yapıp, sonrasında erkeği aldatarak daha boşanma davası açılmadan “tedbir nafakası” talebinde bulunan bazı kadınların olduğuna gazete ve TV’lerde sıklıkla tanık olmaktayız. Sayıları hızla artan bu mağdur kitle; ayrıca boşanma davası bitiminde de her yıl fahiş rakamlarla “nafaka artırım” davalarıyla karşılaşmaktadır” dedi.

Ablay, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

“PANDEMİ VE DEPREM SONRASI HAPSE GİRMİŞLERDİR”

“Yargıtay 2. HD. 2019/3335 Esas sayılı Kararında “kendi yoksul olan kişi, eski eşe ödenen nafaka ile yükümlü tutulamaz” demektedir. Ancak durum böyleyken özellikle pandemi ve deprem dönemlerinde evi yıkılan, can ve mal kaybına uğramış, işini kaybetmiş birçok erkek; ayrıca ayrıldığı eşine nafaka borcunu ödeyemediği için hapse girmiştir. Bu nedenle mağdur olmuş ve adli sicil kaydı da bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.

“ERKEN EMEKLİLİK HAKKINA ÇEVİRİYORLAR”

-  Ayrıca süresiz nafaka uygulaması artık son yıllarca amacının dışına çıkmıştır. Çünkü ülkemizdeki kadınların çoğu süresiz nafakayı kendilerine erken emeklilik hakkına çevirdiğini görmekteyiz. Yazılı ve görsel basında sıkça görüp duyduğumuz “nafaka almak için kanunlara aykırı olarak kayıt dışı çalışan” ve yine kötü niyetli şekilde “nafaka kesilmesin diye ahlak dışı olarak nikahsız birliktelik yapan” kadınların varlığı da bu duruma kanıt olmaktadır!

Ülkemizde, eşi tarafından aldatılmış ya da bir sene bile evli kalamadan; evlilik süresince eşi tarafından maruz kaldığı sözlü ve psikolojik saldırılardan dolayı evliliği sürdüremeyecek duruma gelip boşanmak zorunda kalan 5.000.000’a (beş milyona) yakın erkeğin 30 sene hatta 40 sene eski eşe nafaka ödediğini duymaktayız. Bununla birlikte bu nafaka miktarının da her yıl erkeğin aleyhine artırılarak dava masraflarının da erkeğe yüklettirildiğini de ayrıca kamuoyunun bilgisine sunarız.

Dolayısıyla ülkemizde 35 senedir uygulanan “süresiz nafaka” uygulamasından dolayı; aldatılan veya eski eşin evlilik birliğini sarsıcı hal hareket ve davranışından dolayı boşanmak zorunda kalan erkeğin yaptığı ikinci evlilik de bu sayede bozulmaktadır. Çevremizde, eski eşin aldığı süresiz nafakayı; ayrılan erkeğin anne – babası veya (ikinci evlilik yapmışsa)  ikinci eşin bir işte çalışarak ödemek zorunda kaldığını da sıklıkla duymaktayız. Söz konusu durum, çoğunluğun mağdur ederken eski eşin ise haksız yere zenginleşmesine neden olmaktadır. Hukuki olarak, nafaka ayrılan eşe bir süreliğine ödenen “geçimlik”tir. Ömür boyu ödenecek veya eski eşin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir maaş değildir! Eşinden ayrılmak isteyen her kadın; nasıl boşanma konusunda “hür” dür. Ayrılan her kadın kendi hayatının sorumluluğunu kendisi yükleneceğini kabul etmiş olur. Bir kadının “ ben boşanmak istiyorum” deyip de, akabinde  “boşandığım adamdan her ay şu kadar para onun mal varlığından ise şu kadar pay almak istiyorum” demesi ne evrensel hukuk ilkesiyle ne de din ve ahlakla kurallarıyla kat’iyyen uyuşmamaktadır!
Dolayısıyla, yukarıda anılan bütün bu nedenlerden dolayı ülkemizdeki bu süresiz nafaka uygulamasının derhal kaldırılarak buna bir “limit” getirilerek “süreli hale” yapılması hem 5.000.000’a (beş milyona) yakın mağdur kitlenin sorununu çözecektir hem de hukuka ve adalete uygun bir karar olacağından gereken yasal düzenlemesinin yapılmasını kamuoyuna saygılarımla arz ederim”.