Memur Sen: Özgürlük istiyoruz

Denizli Memur-Sen İl Temsilcisi Osman Tavşan, "Biz barış ve adalet istiyoruz. Biz Mescid-i Aksa ve Kudüs için özgürlük istiyoruz. Bizim mücadelemiz, sadece bizim için değil; insanlık için" dedi.

Denizli Memur-Sen İl Temsilcisi Osman Tavşan, "Biz barış ve adalet istiyoruz. Biz Mescid-i Aksa ve Kudüs için özgürlük istiyoruz. Bizim mücadelemiz, sadece bizim için değil; insanlık için" dedi. 

 

Denizli Memur-Sen İl Temsilcisi Osman Tavşan, "Siyonizmin kirlettiği ruhlar, hiçbir değer tanımadan o kutlu beldeyi savunmak için ebabile dönmüş kardeşine saldırırken gülüyorsunuz. Susarsak yok oluruz. Yutkunursak boğuluruz" dedi.  Denizli Memur-Sen'e bağlı iş kolları temsilcileri ve üyeleri İsrail'i protesto etti. Basın açıklamasını okuyan Denizli Memur-Sen İl Temsilcisi Osman Tavşan, "İlk kıblemiz Siyonizmin kirli postalları altında eziliyor" dedi. Tavşan açıklamasında, "Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir” ayetiyle bize emanet edilen mübarek mekan inlerken…Yaklaşıyor yaklaşmakta olan…Mescid-i Aksa ile birlikte namusumuz kirletilirken…  En son kaybettiğimiz sınırlar ardına çekilip ağıtlar yakmak bize yakışır mı? Bakın, yaklaşıyor yaklaşmakta olan. Siyonizmin kirlettiği ruhlar, hiçbir değer tanımadan o kutlu beldeyi savunmak için ebabile dönmüş kardeşine saldırırken gülüyorsunuz… Ey ümmet… Küçük oyunların küçük figüranı yapmak istiyorlar bizi. İşgal edilen sadece bir mekân değil, senin ruhun. Bak ne diyor o mübarek mekân: Burak dolanırdı yörelerimde Mi’raca yol veren hız üssü idim. Bellidir kutsallığım şehir ismimden. Her yana nur saçan bir kürsü idim. Hani o günler ki binlerce mü’min  Tek yürek halinde bana koşardı 

Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine. Cevaba erişen dualar vardı.  Ey dünyanın bütün iyi insanları. Kirletilen sensin… Sustuğun yetmez mi? Yine İsrail, yine kan, yine gözyaşı. Siyonizmin son oyunu Mescid-i Aksa.

Aslında nihai hedefine doğru adım adım ilerliyor Siyonizm. Yüzyıllarca yaşadığı gettolarda oluşturduğu kin dolu ideolojisiyle kurduğu devletinin büyük hedeflerini yani Büyük İsrail Projesini gerçekleştirmek için Allah’ın bize emanet ettiği ve ebedi hakikatin tapusu olan Mescid-i Aksa’yı ortadan kaldırmak için kirli bir tezgah kurdu. Kimse bunun, İsrail’in dediği gibi basit bir güvenlik olayı olduğunu söylemesin. Biz İsrail’in güvenlik kavramından ne anladığını iyi biliyoruz. Mescid-i Aksa’da son zamanlarda yaşananlar, İsrail’in yürüttüğü kirli savaşın en önemli halkasıdır. 

Çeyrek asırdır bölgemizde yaşanan kirli stratejinin de en stratejik ayaklarından biri Mescid-i Aksa’nın işgal girişimidir. Yani, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılar, Afganistan, Irak ve nihayet Suriye’de yaşananlardan bağımsız ele alınamaz… Kimileri inkar etse de, emperyalizmin çirkef cürufu bizim bölgemize boşaltılırken, İsrail, şimdi tam zamanı diyerek Mescid-i Aksa’ya saldırmıştır. Aksa, İsrail’in 1969’dan bu yana hedefindeydi…Adım adım geliştirdiği işgal stratejisinin en önemli ayağını Aksa oluşturuyordu. İslam dünyasının bölünmüşlüğünü ifade eden en son Katar krizinden sonra düğmeye bastı. Suriye’deki emperyalist projesinin oluşturduğu kaos da onun motivasyonu oldu. Hatta DEAS, FETÖ Emperyalizmin kurguladığı İsrail’in uyguladığı stratejinin bir parçası. Mescid-i Aksa, bizden uzak zannedenler, sadece bu üç örgütün yaptıklarına baksalar, neyin hedeflendiğini açık seçik göreceklerdir. Onun için bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan diyoruz. Onun için, Mescid-i Aksa kirletilirken, biz de kirletiliyoruz, köleleştiriliyoruz diyoruz. Çünkü bugün insanlığın özgürlüğü ancak Kudüs’ün özgürlüğüyle mümkün…

Çünkü şerefle mühürlenmiş insan denilen varlığın namusu Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıların püskürtülmesiyle teminat altına alınabilir. Ne hikmetse, bu hukuk, hiçbir zaman Filistin halkı ve Filistin devletinin lehine işlemedi. 

Oyunun büyüğü burada…

Bizim hukuk anlayışımız güçlünün değil hakikatin lehine işler. 

Ama genelde İslam dünyası özelde de Filistin için uluslararası hukuk, zalimin elindeki silah olmuştur. Bugün de aynısı geçerlidir. Biz barış ve adalet istiyoruz. Biz Mescid-i Aksa ve Kudüs için özgürlük istiyoruz. Bizim mücadelemiz, sadece bizim için değil; insanlık için. Eğer Mescid-i Aksa saldırıları devam ederse…Kudüs İsrail’in işgalinden kurtulmazsa, korkarız ki emperyalizmin oluşturduğu kaostan dolayı yorulan dünyamız daha büyük felakete düçar olacaktır. Bu tehdit değil, gerçek. Çünkü bizler, emperyalistlerin oluşturduğu bütün kurguların ötesindeki gerçekleri söylemekle mükellefiz. İsrail’in keskin inançları, ırkçı politikaları stratejik bir araç olmanın ötesinde bir anlam taşıyor. Mescid-i Aksa işgali, onların mitolojik inançlarının bir yansıması aynı zamanda. Sözde Süleyman Mabedi’ni ortaya çıkararak yeni bir armagedon oluşturacaklar. Mesihçi inancın doğası budur Bu yüzden bütün insanlığa çağrıda bulunuyoruz. 

Daha fazla geç olmadan katil İsrail durdurulmalı, Kudüs ve Mescid-i Aksa özgürleştirilmelidir" dedi.