Kişi kendine zaman ayırmalı

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve aynı zamanda Pamukkale Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (PDREM) Müdürü Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, sosyal izolasyon sürecinin kişiler üzerine etkisi ve bu süreçte yapılması gerekenleri çeşitli yönleriyle değerlendirdi.

Sözlerine,
salgın sürecinin tüm insanları olumsuz etkilediğine vurgu yaparak başlayan
Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, travmatik olaylarda yoğun kaygı, korku, üzüntü,
umutsuzluk, çaresizlik ve öfke duygularının yaşanabileceğini söyledi. Belirsizliklerin
olduğu bu süreçte bireyler durumu yaşamı tehdit olarak algıladığında beyinin
acil durum moduna geçtiğini ve beynin düşünebilen, akıl yürüten, muhakeme
yapabilen üst düzey işlevlerinden sorumlu olan kısmının devre dışı kalarak daha
ilkel olan “savaş, kaç ve donma”  tepkilerinin
ortaya çıkabildiğini ifade etti. Bu durumda bireylerin kendilerini
korumaya yönelik olarak daha dürtüsel davranabileceklerini belirtti. Örneğin, sokağa
çıkma kısıtlamasının duyurulduğu ilk akşamda insanların kontrolsüzce alışveriş
yapmalarının bu şekilde açıklanabileceğini söyledi. Herkesin kaygı derecesinin ve
kaygının altında yatan nedenlerin farklılık gösterdiğini hatırlatan Prof. Dr.
Baltacı, bazı insanların işini kaybetme kaygısı yaşadığını, bazılarının işe
giderken girdiği ortamlarda virüs bulaşma kaygısı yaşadığını bazı insanların
ise yaşlı olan yakınlarının bu virüse maruz kalma kaygısı yaşadığını ifade
etti.
Sosyal
izolasyon sürecinde insanların sosyal aktivitelerini kısıtlayıp zamanın çoğunu
evinde geçirmeye başladığını ve bu düzende yeni bir rutinin oluşturulmasının
önemine dikkat çeken Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı sabah uyanıldığında
kıyafetlerin değiştirilmesinin, kişinin öz bakımına dikkat etmesinin, sanki
evde çıkacakmış gibi kişinin kendine özen göstermesinin durumu normalleştirerek
kaygı ve stresi azaltabileceğini belirtti. Bu dönemi verimli geçirmeye çalışmak
gibi kişinin kendini şartlandırmasının, “meli”- “malı”larla hareket etmenin kişiyi
yine strese sokabileceğinin hatırlatan Prof. Dr. Baltacı, daha önce başlanan
ancak yoğun iş temposundan dolayı vakit ayırmakta güçlük çekilen hobilerin
devam ettirilmesi ve yeni şeyler öğrenilmesinin kişinin kendini daha iyi
hissetmesi için önemine değindi.  Yaşanan
bu sürecin sosyalleşmekten kopmak olmadığını, sadece fiziksel mesafeye dikkat
etmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı internetin sağladığı
avantajlardan faydalanarak kişinin yakınlarıyla görüşmesinin, “sosyal
bağlarının korumanın” ruh sağlığını korumasındaki önemine dikkat çekti. Gerginlik
ve kaygının yüksek olduğu durumlarda kişilerin rahatlamak için nefes ve kas
gevşetme egzersizleri yapmalarının stres seviyesini aşağılara çekeceğini
belirten Prof. Dr. Baltacı, salgınla ilgili haberleri izleme sıklığını azaltmak
ve özellikle bu haberleri güvenilir kaynaklardan almaya özen göstermenin yine
yaşanılan kaygı ve stresi azaltacağını söyledi. Ayrıca herkesin geçmişte yaşadığı
zor zamanlarda sahip oldukları kaynaklarını ve başa çıkma yollarını hatırlamalarını,
bu zor zamanlarda onları kullanmalarını önerdi.“Kişinin Kendine Özel Zamanlar
Yaratabilmesi Ruhsal Açıdan Çok Önemli”
Sosyal
izolasyonla birlikte kişilerin aileleriyle beraber evinde daha fazla vakit
geçirdiği şu zamanlarda elbette çocuk, ebeveyn ya da eşler arasında bir takım
sorunlar ve anlaşmazlıklar yaşanabildiğine değinen Prof. Dr. Hülya Şahin
Baltacı, karşı karşıya kalınan çocuk ya da yetişkin kim olursa kendini ifade
etmesine izin vermek ve onu dinlemenin sorunların aşılmasında önemli olduğuna
değindi. Ailelerin çocuklarına salgın sürecini öncelikle kendi kaygı ve
streslerini kontrol altına alıp, anlayabilecekleri ölçüde gerçekleri söylemeleri
gerektiğini ifade etti. Özellikle eşlerin birbirine karşı şefkat duygusu içinde
yaklaşması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Baltacı, geçmişten gelen problemler
varsa bunların gündeme getirilmesinin özellikle şu dönemde bir çözüme
kavuşturmak adına doğru bir zaman olmadığını belirtti. Rutinin ve aile ile
birlikte geçirilen zamanların dışında özel zamanları yaratabilmenin kişinin ruhsal
açıdan önemli olacağını ifade etti. “Bu Süreçte Olan Hijyen Takıntısı,
Aslında Anormal Bir Durumda Verdiğimiz Normal Bir Tepkidir”
Özellikle
kendisine hijyen takıntısı ile ilgili birçok soru geldiğini söyleyen Prof. Dr.
Hülya Şahin Baltacı, bu tekrarlanan davranışların aslında anormal bir durumda verilen
normal tepkiler olarak nitelendirdi. Hiç kaygılanmak ya da aşırı kaygılanmak
dışında orta düzeyde yaşanan kaygının doğal ve koruyucu olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Baltacı, aşırı kaygı sonucu kişinin iş, özel ve sosyal ilişkilerinin
bozulması noktasına gelinmediği sürece yaşanılan süreçten dolayı kaygı
duyuluyor olmasının sorun olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı. Sosyal
ilişkilerin kısıtlandığı bu günlerde doğal olarak bazı kişilerin kişisel
bakımlarını ihmal edebileceğini, kişinin yapması gereken günlük işler konusunda
isteksiz hissedebileceğini ancak bunun hemen depresyon olarak
değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, kişinin
bu anormal durumda verdiği aslında normal tepkilerin işlevselliği bozma noktasında
profesyonel psikolojik yardıma ihtiyaç duyabileceğini söyledi.“Hayatımızda Sahip Olduğumuz Şeylerin
Değerini Bir Kez Daha Anladık”
Her
koşulda geleceğe umutla bakmanın önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hülya Şahin
Baltacı, yoğun iş temposunda ailesine zaman ayırmakta zorlanan bireylerin artık
ailesi ile daha fazla zaman geçirdiğini ve tabi ki bu vaktin nasıl
değerlendirildiğinin de önemli olduğunu dile getirdi. Yaşanılan bu salgın
sürecinin, kişinin yaşanılan sorunlar ile başa çıkma becerisi ve uyum
kabiliyetinin gelişmesine de katkı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr.
Baltacı, bu süreçle birlikte doğa ile ilgili büyük bir farkındalık oluştuğunu
ve kişiler arasında sosyal ilişkilerin aslında ne kadar önemli olduğunun
anlaşıldığını dile getirdi. Hayatımızda sahip olduğumuz şeylerin değerini bu
süreçle birlikte bir kez daha anladığımızı söyledi ve sonrasında
önceliklerimizin değişebileceğine dikkat çekti. “PDREM Olarak Öğrencilere Uzaktan
Danışma Hizmeti Vermeye Devam Ediyoruz”
PDREM
olarak öğrencilere danışmanlık hizmetleri yanında farklı atölye çalışmalarını
da salgın sürecinin öncesine kadar gerçekleştirdiklerini hatırlatan Prof. Dr.
Hülya Şahin Baltacı, sosyal izolasyon kurallarının uygulandığı bu süreçte ise gerekli
uzaktan destek alt yapı çalışmalarını hızla tamamlayarak, öğrencilere PDREM’in
uzman psikolojik danışmanları tarafından, aktif bir şekilde destek verilmeye
devam edildiğini belirtti. Kurulan psikodestek çalışma grupları ile öğrencilere
verilen danışma hizmetini genişlettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Baltacı,
sözlerinin sonunda danışma hizmeti almak isteyen öğrencilerin pdrem@pau.edu.tr adresine mail atarak randevu alabildiklerini
hatırlattı.  PDREM Hakkında Ayrıntılı Bilgi İçin: https://www.pau.edu.tr/pdrem