Eşkıyaları saklayan Meryem!

Her yöreye ait, uzun yıllar önce yaşanmış olayların anlatıcısıdır türküler. Sözleri bazen acıdır; yürekleri dağlar, bazen de eğlencelidir; yüzleri güldürür.

Her yörede olduğu gibi Denizli’de de yaşanan olaylar dizelere dökülmüş, dizeler bestelenmiş türkülere dönüşmüş. Sizler için Denizli türkülerinden biri olan Çakır Meryem Türküsü’nü ve hikayesini araştırdık. Keyifli okumalar.

“1932 yılında Yukarıseyit Köyünde güzel bir kadın olan Meryem, gözlerinin yeşil olmasından dolayı ''Çakır Meryem'' namıyla tanınmaktadır. Köyde sakin bir hayat sürerken tüm Türkiye'de olduğu gibi Yukarıseyit'te de eşkiyalar türemeye başlar. Bunlardan biri Peynircili Mustafa, diğeri de Çallı Ferit Osman'dır. Bu eşkiyalar gündüzleri dağda, geceleri Meryem’in evinde geçirirler. Bir ara evi jandarma basar ve kaçmaya çalışan eşkiyalar vurulur. Osman köyüne gönderilir. Mustafa köyün dışına bırakılır. Bu olay üzerine eşkiyalar ve Meryem hakkında bu türkü yakılır”.

TÜRKÜNÜN SÖZLERİ:

Kahpe felek değirmenin döndü mü

Bağı, bahçe sular ile doldu mu

Ben yaparım sen yıkasın bendimi

Döne döne nöbet bana geldi mi

 

Peynirciden gelir bizim yağımız

Söyle çakır Meryem nedir bizim derdimiz

Bir orduya yeter bizim derdimiz

Aldırıyon Çakır Meryem Osman’ı

 

Kalın olur Çökerez'in çamları

Sıra sıra peynircinin damları

Çırpına çırpına çıkmaz canları

Kalk gidelim be Mustafa'm dağlara