Deprem sonrası kolera salgını yaşanabilir mi?

Deprem bölgesinde depremzedeler arasında her doğal afetten sonra yaşanabilecek gibi salgın hastalıklar da baş göstermeye başladı. Özellikle ölümle sonuçlanabilen Kolera salgını konusunda Suriye'de vaka görülmesinin ardından tedirginlik arttı.

Doğal afetler sonrasında solunum/damlacık yolu enfeksiyonları, gıda ve su ile ilişkili enfeksiyonlar, vektörler tarafından bulaşan hastalıklar, yara ve cilt enfeksiyonları gibi enfeksiyon hastalıkları sık olarak ortaya çıktığına değinen Akalın,  deprem sonrası enfeksiyon veya salgınlar genellikle 4 ve 30 günler arasında oluştuğunu ve afet bölgesinden Tifo ile kolera vakası veya herhangi bir enfeksiyon salgını bildirilmediğini vurguladı.
“Ölümlerde en önemli neden ishaldir” 
Enfeksiyonların en önemli sebebinin temiz su ve gıdaya ulaşmada yaşanan zorluklardan kaynaklandığını belirten Akalın,  “Özellikle deprem sonrası altyapıda meydana gelen yıkımlar nedeniyle kanalizasyon suları içme sularına karışır ve bu suların tüketilmesinde ishalle seyreden hastalıklar başta olmak üzere pek çok salgınla seyreden hastalığa sebep olabilir. Doğal afetlerden sonra ve afetzedelerin toplu kalınan kamplarda yaşanan ölümlerde en önemli neden ishaldir. Temiz su ve gıdaya ulaşma kadar, hijyenik tuvalete ulaşmada hastalıkların önlenmesinde önemlidir. Afet bölgesindeki vatandaşların içmesi, el ağız yıkaması için pet şişelerdeki güvenilir suların yeterince temini çok önemlidir. Bu bölgede kullanılan tuvalet kabinlerinin yeterli sayıda olması, kabinlerin kanalizasyon bağlantılarının uygun bir şekilde yapılması gerekmektedir” dedi.
“Bit ve uyuz gibi hastalıklar da kolay yayılabilir”
“El hijyeninin sağlanması da çok önemlidir” diyen Akalın, Çünkü bu hastalıkların çoğu fekal-oral yol dediğimiz kirli ellerle insanlara bulaşır. Eller su ve sabunla yıkanmalıdır, bu sağlanamıyorsa alkol bazlı el antiseptikleri bu amaçla kullanılabilir. Depremzedelerin kapalı bir ortamda olması da bulaşıcı hastalıklar için risk oluşturmaktadır. Kapalı ortamlarda solunum damlacıkla bulaşan hastalıklar, bit ve uyuz gibi hastalıklar da kolay yayılabilmektedir. Bu sebeple hasta olan kişilerin hızlı bir şekilde tespit edilip izole edilmesi önemlidir. Tüberküloz doğal afetlerden sonra geç dönemde ortaya çıkan başka bir enfeksiyondur. Hayvan ısırıkları sonrası kudur riski olabilir. Bu bölgelerde Kirli ve ciddi yaralanmalar olduğundan tetanoz aşılamasına da çok dikkat edilmelidir. Çocukluk aşıları başta olmak üzere Tetanos, kızamık, kızamıkcık gibi hastalıkların önlenmesi için insanların aşılarını tam ve gerekirse ek dozlarının yapılması önemlidir” dedi.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doçent Doktor Şerife Akalın, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
-Kolera nedir?
“Kolera, vibrio choerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonudur. Koleranın su ve kişisel hijyenin yetersiz olduğu yerde görülme olasılığı daha fazladır. Sel, deprem gibi doğal afetlerden sonra görülme riski yüksektir.
-Kolera nasıl bulaşır?
Kolera etkeninin ağızdan alınması ile bulaşır. Enfeksiyon genellikle dışkı karışmış sular ya da yiyeceklerin yenmesi ile bulaşmaktadır. Hastalık bulaşmış kişilerin kirli elleriyle temas eden yiyeceklerde hastalığı bulaştırabilir. Koleranın direkt teması ile insandan insana geçişi gözlenmemektedir. Kuluçka süresi birkaç saatten 5 güne kadar uzayabilir ancak genellikle 2-3 gündür. Işkıda Kolera etkeni bulunduğu sürece Hastalık devam eder. Genellikle İyileştikten sonra birkaç gün sonraya kadar dışkıda etken görülse de bazen taşıyıcılık aylarca sürebilir. Etkin Antibiyotikler bulaşıcı süresini kısaltır.
-Koleranın belirtileri nelerdir?
Kolera enfeksiyonlarının çoğu hafif seyreder. Ancak hastaların bir bölümünde hastalık ağır sulu ishal veya kusma ile başlar ve vücutta büyük miktarda sıvı ve tuz kaybı ile sonuçlanır. Hastada susama hissi oluşur, idrar çıkışı durur, hızlı bir kilo kaybı ve sıvı kaybı gelişir. Ağır Kolera olgularında sıklıkla mide, kol ve bacaklarda kramplar olur. Bu kişilerde vücut sıvılarının hızla kaybedilmesine bağlı dehidratasyon ve çok tablosu ortaya çıkar nokta tedavi edilmezse saatler içinde ölümle sonuçlanabilir.
-Kolerada tanı nasıl konur?
Dışkı ve kusmuktan alınan örneklerin laboratuvar analizi sonucu tanı konulur. Koleranın tedavisi nasıldır? Kolera vakalarının tedavisine hemen başlanmalıdır. Sıvı tedavisi çok önemlidir.
-Koleradan korunma yolları nelerdir?
Koleradan tam koruyan bir aşı bulunmamaktadır ve genellikle bölge riski seyahatleri önerilmemektedir. İçme suyu kadar, yiyecek hazırlamada ve banyo yapmada kullanılan suların temiz olması önem taşımaktadır. Ancak temizliğinden Emin olmadığımız suları kullanmamız gerekirse en fazla 10 dakika kaynattıktan sonra kullanılmalıdır.

-Deprem bölgesinde bir salgın olacağı söyleniyor. En büyük tehdidin Kolera olacağı belirtildiği nokta böyle bir risk var mı?
Tüm dünyada olduğu gibi bizde de afetlerden sonra salgınlar olabilir. Ancak gerekli önlemler alınırsa kolera ve benzeri salgınlar da önlenmiş olur.
-Deprem bölgesinden afetzedeler farklı şehirlerdeki hastanelere Tedavi amaçlı yönlendirildi. Bu risk depremzedelerin gittiği şehirlere de taşındı mı?
Hijyen kurallarına uyulduğu takdirde bir risk oluşmaz.
-Depremzedelerin şehirlere bu salgını taşıması durumunda vatandaşlar risk altında olur mu? Vatandaşlar bu hastalıktan kendini nasıl korumalı?
Covid-19’dan dolayı oldukça tecrübeliyiz. Bu nedenle temiz su ve el hijyenine uyum ile risk ortadan kalkar.
-Deprem bölgesinde ve Denizli'de bu salgın için ne günü bir önlemler alınmalı?
Deprem bölgesinde temiz su ve gıdaya ulaşmak kadar, hijyenik tuvaleti ulaşma da Kolera gibi ishalle seyreden hastalıkların önlenmesinde önemlidir. Afet bölgesindeki vatandaşların içmesi, el-tire ağız yıkaması için pet şişelerdeki güvenilir suların yeterince temini çok önemlidir. Bu bölgede kullanılan tuvalet kabinlerinin yeterli sayıda olması, kabinlerin kanalizasyon bağlantılarının uygun bir şekilde yapılması gerekmektedir. Ayrıca, el hijyeninin sağlanması daha çok önemlidir. Çünkü bu hastalıkların çoğu fekal-oral yol dediğimiz kirli ellerle insanlara bulaşır. Eller su ve sabunla yıkanmalıdır, bu sağlanamıyorsa alkol bazlı el antiseptikleri Bu amaçla kullanılabilir. Denizli'de ise; şehir şebeke suları belediyeler tarafından dezenfekte edilir. Klor ölçümü, bakteriyolojik ve kimyasal analiz yapılır. Bu işlemlerin titizlikle devam ettirilmesi salgınların önlenmesinde önemlidir hastalık şüphesi olanların izole edilip takibe alınması da önlemlerden biridir. Mümkünse bu bölge insanları için polikliniklerin ayrılması, Bulaşıcı hastalık şüphesinde hastaların gerekiyorsa izole edilerek evde veya hastanede yatarak tedavi edilmesi önemlidir”.
 

derpem denizli tekden hastanesi kolera salgını doğal afet