Asırlık gelenek temsili yapıldı

Denizli'nin Çal ilçesine bağlı Aşağıseyit Mahallesinde, 800 yılı aşkın süredir devam eden Sudan Koyun Geçirme ve Çoban Bayramı, bu yıl pandemi nedeniyle temsili olarak gerçekleştirildi.

800 yıla aşkın devam eden ve Aşağıseyit  Mahallesi’ne özgü koyum atlatma  geleneği 
için çobanlar günler öncesinden hazırlıklara başladı. Bu yıl
pandemi  nedeniyle temsili olarak
yapılacak olan yarışmaya çobanlar lider koyunlarını boyayarak  yarışma için yerlerini aldı. Sudan Koyun
Geçirme temsili olarak yapılacağı için koyun sürüleri alana getirilmedi ve el
koyun diye tabir edilen koçlar çobanların arkasından suya atladı. Bazı el
koyunlar suya atlamazken, çoğunluğu çobanına sadakat gösterip suya atladı.
Öte yandan alana gelen misafirler  dezenfekte edilerek maske dağıtıldı. Geçmiş
yıllarda binlerce vatandaşın ilgi gösterdiği bu renkli festivalin temsili
olarak canlandırılmasında dikkat çeken konu ise susuzluk oldu. Büyük Menderes
Nehri’nin adeta kurumaya yüz tutması, alana gelenlerin ve çobanların içini
burktu. Kuraklık nedeniyle Işıklı Barajı’nda da su kalmadığı, bu nedenle Büyük
Menderes yatağına su verilemediği öğrenildi. “GELENEKLERİMİZE SAHİP ÇIKMAZSAK YOK OLUR GİDERİZ”









Amaçlarının sadece koyunları suya atlatmak olmadığını,
gelenek ve göreneklerimize sahip çıkmamamız durumunda toplumun bundan büyük
zarar göreceğini vurgulayan Çal Belediye Başkanı Akcan, “Olay sadece koyunların
suya atlaması değil, söz konusu Türkiyem. Ulusumuzun geleceği adına bu tür
etkinlikler önemli. Köklerimizden bağlarımızı koparmamamız gerekiyor. Çünkü,
gelenek ve göreneklerini, dilini kaybeden toplumlar zaman için de yok olup
giderler.  Bu toplumun bayram, düğün,
evlenme ve kültür gelenekleri var. Eğer bizim geleneklerimiz olmasa
teknolojinin baş döndürücü yenilikleri yıkıma neden olabilir. Toplumumuzun
kültürel değerlerini yaşatarak birlik ve beraberliği tesis etmek bizlerin
başlıca görevleridir. Gelenek ve göreneklerimiz bizler için oldukça değerlidir.
Kültürümüzün yaşatılarak gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Türkiye,
gelenek-görenek ve değerlerine sahip çıktığı sürece dünya sahnesinde varlığını
gösterip, bu varlığı korumuş olur” diye konuştu. İHA