Anne adaylarının hayatını riske atıyor

Denizli Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr Murat Gökhan Kinaş gebeliğin rahim dışında başka bir yere yerleşmesinin dış gebelik olarak tanımlandığını ilk haftalarda ağrı ve kanama ile belirti verdiğini ve hastanın hayatını tehdit edebilecek bir olay olduğu için dış gebeliğin sonlandırılması gerektiğini söyledi.

Gebelikte görülen anormalliklerden birinin ilk haftalarda
ortaya çıkan dış gebelik olduğunu belirten Op. Dr. Murat Gökhan Kinaş; “Normalde
döllenmeden sonra gebelik ürününün tüplerden geçip rahim içine yerleşmesi
gerekir. Ama bazı sorunlardan dolayı bu gerçekleşmez ve gebelik rahim dışında
bir yerde tüplerin belli kısımları, yumurtalıklar, rahim ağzı ve karın içi gibi
yerlerde gelişimini sürdürür. İşte buna dış gebelik denir. Dış gebelik hastanın
hayatını tehdit edebilecek bir durumdur. Dış gebelik genellikle ilk haftalarda
kanama ve ağrı ile belirti verebilir. Bu belirtiler psikolojik durumlarda,
düşüklerde, rahim patolojilerinde veya bazı gebelik sorunlarında da
görülebilir. Fakat bazı durumlarda dış gebelik hiç belirti de vermeyebilir.  Dış gebeliğin klinik belirtileri tipik olarak
son normal adet döneminden 6-8 hafta sonra ortaya çıkar” dedi.
Dış gebeliğin ilaç ve cerrahi olmak üzere iki tip tedavi
şekli uygulandığını ve hastanın hayatını tehdit edeceği için dış gebeliğin
sonlandırılması gerektiğini söyleyen Op.Dr. Murat Gökhan Kinaş; “Hasta ilk başvurusunda
dış gebelik tüplerde yırtılmaya sebep olmuş veya olmamış olabilir. Olmamış ise
dış gebelikte ilaç tedavisi belirli şartlar yerine geldiğinde uygulanabilir.
İlaç tedavisi, uygun gebelik ürünü büyüklüğü (3-4 cm’den küçük),ilaç
alerjisinin olmaması, ilaç verilmesi sakıncalı bir sistemin hastalığın olmaması
gibi durumlarda ancak uygulandığında başarı şansı yüksektir. İlaçla başarı
sağlanamazsa cerrahi tedavi yapılması önerilmektedir. Ameliyat kapalı ve açık
yapılabilir. Doktor,  aciliyet durumu ve
ortam şartlarına göre kendisine uygun bir yöntemi seçebilir. Ameliyatta ise
temel amaç gebelik ürününün uzaklaştırılmasıdır. Gebelik ürünü tüplerde
yerleşik ise, tüpler de büyük oranda zarar görmüş ise, durdurulamayan kanama
varsa veya büyük gebelik varsa (3 cm üzeri) 
ilk tercih o tüp kısmının çıkarılmasıdır. Diğer yöntem ise tüpün
yarılarak gebelik ürününün çıkarılmasıdır. Bu durumda farklı komplikasyonlarda
gelişebilir ve ayrıca ameliyat sonrası tekrar ilaç tedavisi gerekebilir.  Hangi yöntemin seçileceği, hastanın yaşı,
çocuk istem durumu, sahip olduğu çocuk sayısı, dış gebeliğin ne kadar komplike
olduğu gibi durumlara göre değişir. Ameliyat öncesi hasta ve yakını ile görüşülüp
gerekli bilgiler verildikten sonra uygun yöntem seçilir” dedi. 











Önceki gebeliklerde dış gebelik öyküsü, genital
enfeksiyonlar, kısırlık, tüp bebek, tubal operasyonlar gibi diğer yardımcı
üreme yöntemleri, korunma yöntemleri ve sigaranın dış gebelik riskini
arttırdığını anlatan Op. Dr. Murat Gökhan Kinaş; “Dış gebelikte ameliyat
sonrası tekrar gebe kalabilir miyim? sorusu çok sık karşılaştığımız bir
sorudur. Dış gebelik gelecekte yeniden hamile kalabilme riskini azaltabilse de
bu durum tamamen operasyonun ne şekilde gerçekleştirildiği, fallop tüplerinin
tamamen çıkarılıp çıkarılmadığı gibi pek çok faktöre bağlıdır. Her iki tüp
çıkarılmadığı takdirde gebe kalınabilmesi olasıdır. Bu nedenle her gebe
adayının, daha önce dış gebelik geçirsin veya geçirmesin, planlama aşamasında
bir uzmana başvurup görüşmesi, risklerinin önceden saptanması, gebelik takip
planının yapılması gerekmektedir” dedi.