Sarayların darbe notları meşhurdur. Suud hanedanlığı 50 uçakla dış gezilerini neden düzenler hiç düşündünüz mü? Geride darbe yapabilecek herkes, bindirildiği uçakla kraldan önce ayrılır ülkeden.
Kral Abdullah; kudretli, bilge... falan değil, sadece tedbirli ve kulağı iyice derindeydi. Sonra saray dengeleri onun ölmesini istemedi, ama Azrail ona gelmemezlik yapmadı. Kral Salman, hanedanlığı bazı vaadler ile ikna etti. Göreve geldiğinde ilk işi velihat prensleri belirlemekti. Oğlu içlerindeydi, ama bir kanunla baba kral öldüğünde devam eden kral oğul olmayacak, aileden başka bir isim olacaktı.
Kral Salman’ın akli durumu; savaşın ateşinin sardığı bütün orta doğuyu idare edecek halde değildi. Belirlenen aile meclisi biraz daha titiz davranıyorken Trump’lu ABD, Kürt kartında da kaybettiği savaşı, yeniden farklı ve bu sefer Suriye ve Irak’ta olduğu gibi vekalet ile değil, gerçek devletlerin içine girdiği bir savaş ortamına çekme derdine düştü.
Lübnan’ın uzun süren hükümet krizi sonrası seçilmiş başbakanı Hariri, kendisine ait olmayan metni okurken, uç kutuplar netleşiyordu.
Suud sarayı; Orta Doğu’nun düşmeyen ateşine, son dökülen petrol varili. Son iki senede Suriye’de süren vekalet savaşlarında önce Suud-Katar gerginliği, ardından Türkiye’nin belirginleşen tavrı, IŞİD’in kusursuz işgallerinin birden hezimete uğraması...
Evet, senelerdir yazar ve söylerim; Orta Doğu’da 1991’den bu tarafa yaşanan şey, çoklu bir bölgesel savaştır.
Irak işgalinde denenen mezhep kışkırtması ,Suriye’de pratiğe dökülmedi. Kürtlerin, Akdeniz’e ulaşan topraklarda bağımsızlık talebi de Türkiye/İran birlikteliği ile boşa düştü. Anlaşılan o ki; savaş isteyenler vazgeçmemişler.
Suud sarayında ABD başkanın gazı ile başlayan ve tam teslimiyet sunan Oğul Muhammed bin Salman, veliaht ve saray üzerinde hak iddia edecek her emire, prense ve destekcilerine darbe üzerine darbe yapmakta.
Aldığı dış akılla; son 6 ayda yaptığı referomlar, kadınlara yönelik ve ülkede ılımlı İslam’a geçiş söylemi ile Suud kamuoyunun gazını alan Muhammed Salman, nerede ise muhalif kimseyi bırakmadı. Babasının aldığı karar olan: ‘baba ölürse yeni kralın oğlu olamaz’ ilkesini hem değiştirdi, hem de babasının ölümünü beklemeden koltuğa oturacak gibi duruyor. Baba ölmeden görevi devralırsa kuralı da ihlal etmemiş olacaktır.
Hariri konusu ise halen muamma.. Alıkonduğu, hapis edildiği... söylemler henüz teyit edilmedi. Bilemeyiz de, ama bir başbakanın başka ülkede böyle bir karar alması, hem halkına, hem de vatanına hakerettir. Sarayın sadık kulu olduğu için beis görülmedi. Kulların onuru sarayın altındadır.
Yanlız Muhammed bin Salman’ın tamamen koltuğu aldığında, İran ile gögüs gögüse bir muharebeyi istemeyeceğini tahmin ediyorum. Yemen bataklığı sarayda 1924’lerde barıştırılan Suud ailesinin iki kolunu yeniden kavgaya itti. Hem de bu sefer pasta büyük. ABD’nin yolsuzluk gerekçesi ile donduracağı hesapların miktarı tirilyon dolara yakın durumdadır. Daha önceden de olduğu gibi bu paralar ABD devletine geçecektir.
Düzenin batı ayağı enerji sömürüsü, doğu ayağı ise iktidar, yönetme ve hırstır.
Allah yardımcımız olsun
Neden bu kaynakları bu kâfirlere aktarırlar anlamıyorum bu kaçıncı el koyma tehdidi