Basın camiasının içinde bulunduğu durum toplumun geniş kesimince malum.
Gerek ulusal basın, gerekse de yerel basın teknolojiye yenilmemek için hayatta kalma mücadelesi vermektedir.
Herkesin kaçarak gittiği yere koşarak giden bir camiaya 22 yılını vermiş bir nefer olarak her türlü sürece yakinen şahidim.
Yerel yönetimler, yerel basının güçlendirilmesi ve geliştirilmesinden ziyade ayakta kalmasında önemli görevler üstlenen kurum ve kuruluşlardır. Yerelde yaşıyorsan ve yerele hizmet ediyorsan öncelikli görevin yereldeki dinamikleri geliştirmek ve onları ayakta tutmaktır. Yerel yönetimlerin yapmış olduğu çalışmaları kamuoyuna duyuran en temel unsur kitle iletişim araçlarının başında gelen basılı gazeteler, internet siteleri ve radyolardır. Bu saydığımız unsurlar her daim kamuoyunun menfaati doğrultusunda yerel yönetimlerin yanındadır.
Her ne yazarsak yazalım hiç kimseyi memnun edemeyen bir anlayış sergileniyor. Buna bir türlü anlam veremiyorum.
Toplantılarda, etkinlikte “Siz bizim gözümüz, kulağımızsınız. Bizi halka yakınlaştıran en temel etken sizsiniz” denilip icraatta görmezden gelinmek ulusal basına ağırlık verilmesi bizleri üzmektedir.
Okumak, haber almak herkesin en temel hakkıdır. Bu hakkı hiç kimse elden alamaz. Denizli Gazeteciler Cemiyetine kayıtlı yaklaşık 250 arkadaşımız var. Ailesi ile birlikte 1500-2000 kişi bu sektörden ekmek yemektedir. Biz ulusaldan çok yerel basının daha fazla desteklenmesini düşünen okur, yazar, aydın kesimlerdeniz.
Geçmiş yollarda herhangi bir basılı yayın organı dağıtılacaksa yerel unsurların önde tutulmasını dile getirdik. Bugün de aynısını söylüyoruz.
Sadece seçim zamanları fazla gazete bastırıp onları alıp dağıtıp değil, böyle istisnai zaman dilimlerinde de aynı uygulamaların yapılmasını camiam adına rica ediyorum.