Bu yazımda sizlere aktarmaya çalıştığım “hikaye” tamamen uydurmadır.
Her zaman siyasi yazacak değiliz ya, biraz da hikaye yazalım…
Bu yazımın kurum, kuruluş, kişi veya kişilerle uzaktan yakından hiçbir ilgi ve alakası artı bağı bile yoktur.
Başlayalım.
Umarım beğenirsiniz…
******************
İki çok iyi dost bir gün giderken aniden yağmur bastırmış. Olacak ya birinde iki tane şemsiye varmış. Dostu ıslanmasın diye şemsiyenin bir tanesini ona vermiş. Dostunu, arkadaşını ıslanmaktan kurtarmış. Gel zaman, git zaman bu iki iyi dost ne zaman karşılaşsa şemsiyesini veren arkadaşı “Hatırlar mısın bir gün beraber güle oynaya gezerken yağmur başladı. Sen ıslanmaya başladın. Ben sana şemsiyemin bir tanesini verdim. O gün seni ıslanmaktan ve hasta olmaktan kurtardım” demiş.
Bir defa olmuş.
İki defa olmuş.
Artık daha az sıklıkla görüşür olmuşlar. Nedeni de malum…. Adamın yaptığı yapılan iyiliği başa kakmaktan başka bir şey değilmiş.
Bir gün yine beraber yürürlerken arkadaşı “hatırlar mısın?....” demesi ile adamcaz kendisini az ileride bulunan havuza atmış. Tam adam üzerindeki pardesoyu verecekken adamcaz, “Yeter artık. O gün bu kadar ıslanamazdım herhalde…” diyerek tepkisini dile getirmiş.
Dip Not: Dedik ya kıssadan hisse diye…
Yola beraber çıktığın ve yürüdüğün arkadaşını üzmeyeceksin. Diğer türlü yolu yalnız yürümek zorunda kalabilirsin…