Zamanın birinde İstanbul'da kabadayı yanında 2-3 adamı ve belinde silahıyla kahvehaneye girmiş. Nara patlatarak, "var mı bana yan bakan?" demiş. içerdeki 25 kişi tırsmış kimseden ses çıkmamış. Bir tane çelimsiz bir kişi kafayı kaldırmış ve "ya kahraman olurum. Ya dayak yer yerime otururum. Ya da ölür nanım yürür" diye düşünerek "var ulan sana yan bakan" demiş.
Kabadayı adamı baştan aşağı süzmüş, "neyine güveniyor da bana kafa tutuyor" diye düşünmüş.
Bir yandan da içten içe tedirginlik yaşamaya başlamış. Bir daha nara patlatarak "var mı bana yan bakan? diye yine sormuş. Çelimsiz adam, "Nasıl olsa bir yola çıktık. Ölmek var dönmek yok" diyerek "var dedik ya" diye kabadayıya sesleniyor.
Bu kez kabadayı yine irkiliyor. Kabadayı, çelimsiz adama dönerek, "ciddi misin, şaka mı yapıyosun?" diye sormuş. Adam "ciddiyim" karşılığını verince kabadayı, "helal olsun ben ciddi insanları severim. Şakayı sevmem. Şaka yaptığını hissetseydim seni mahvederdim" diyerek adamı affettiğini, gidebileceğini söylüyor.
Bu hikaye ne mi anlatıyor?
Hayat hep hikayelerden ibarettir ya...
Bu hikayede Türkiye'nin Trump nezdinde ABD'ye kafa tutmasını anlatıyor. Artık birilerinin kendini ateşe atma pahasına sistemin değişmesi adına ayağa kalkmasını anlatıyor.
"Yeter söz milletindir" diyerek bir devir başlatanların, dünyaya "yeter söz mazlumların" değişini haykırıyor.
Bu hikaye, parçalanmış, insanlığını unutmuş dünya devletlerinin kendine gelişini anlatıyor.
Bu hikaye, "hasta adam" denilen Osmanlı'nın devamı olan Türkiye'nin hala umut olduğunu anlatıyor.
Attık Türkiye'nin girişimleri ile BM'nin ABD'nin tehditlerine karşı duruşu sonrasında yapılan oylama ile Müslümanların kalbi daha az acıyacak.
Toplumumuzda bir söylem vardır ya... "Mahallenin delisi sen misin?" Evet arkadaş. Mahallenin delisi olmanın zarardan ziyade fayda sağlayacağının anlaşıldığı bir dönem yaşıyoruz.
Yönetim şekli sevilir-sevilmez.
Eleştirilir- desteklenir...
Hiç farketmez. Ama şunu gördük ki, Türkiye artık bu işi öğreniyor.
Saygılarımla...
Bu iş parti meselesi değildir. Dik duran herkesin arkasında olmalıyız.