Yazının Başlığını “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en zor sınavı” şeklinde atmak daha mantıklıydı galiba…
3 Kasım 2002 yılından bu yana iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi ve Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beklide bu geçen 16 yılın en çetin seçimine girecek.
Yıllarca rakip olarak görülen ve girdikleri her seçimde zafer beklerken hüsrana uğrayan MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu vardı karşısında.
Halk bir ara Sayın Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile ilgili “AK Parti’den sorumlu genel başkan yardımcısı” nitelemesini bile yapmışlardı.
Çünkü muhalefet görülen isimler ne yaparsa yapsın halk GEÇMİŞİ unutmadıkları için macera aramak yerine Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun kadrolarına sırtını yasladı. 16 yıl boyunca AK Parti’yi iktidarda tuttu.
Karşılığını aldı mı?
- Ekonomik-sosyal büyüme, ülkeye ve şehirlere yapılan devasa bütçeli yatırımlar baz alındığında tabii ki de aldı. Hatta hatta, daha fazlasını da aldığını söyleyebiliriz.
“2000’li yıllarda “yarın ne olacak?” korkusu yaşanırken, şimdi herkes en azından yaşam ve standartlar anlamında daha net bir şekilde geleceğe bakabiliyor, önünü görebiliyor.
Bu 16 yıllık sürecin ilk 5 yılını çıkar, geri kalan 11 yılda eminim ki, evini ve arabasını, hatta 2. ev ve arabasını almak için girişim yapan bir sürü insan oldu. Bunun neticesi de seçimlere yansıdı.
“Aman istikrar bozulmasın ev ve araba taksitlerimiz bitsin” diyen kesimin büyük bir bölümlü gelinen noktada rahat bir nefes aldı.
Kimileriniz sırf eleştiri yapma adına “İnsanlar borçlandırdı o şekilde mal sahibi olabildi” diyebilir. Ama sonuca bakmak lazım değil mi?
Yukarıda “…halk GEÇMİŞİ unutmadıkları için...” demiştim. Şimdi kendimle çelişmem lazım. Ama ilerleyen satırlarda me demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız…
Devam edelim…
26 saat öncesini unutan milletimiz, değil ki 16 yıl öncesini hatırlayacak. “Eski Türkiye’de” sıkıntı yaşatan insanlarımızın büyük bir kısmı bu fani dünyadan göç etti.
Alttan gelen gençler de çocukluk, gençlik, gerek askerlik ve gerekse de evlilik aşamasında Recep Tayyip Erdoğan ile büyüdü, anne ve baba oldu.
Evliliklerinin 1. yılında takıları bozdurup banka kredisi ile ev alan ve muhtemelen de taksitleri bitme noktasına gelen bir sürü tanıdığım var.
Dolayısı ile ne oldu?
- İnsanlar ekonomik olarak rahatladı
- Çifter ev ve arabalarını aldı.
- Geçmişi unuttu. Geçmişi… Geçmişi hatırlayanlar da bu dünyadan göçtü.
- CHP’nin kitlesi olarak nitelendirilen “işçi kardeşlerimiz” AK Parti ile kalkındı.
- Hasbelkader rahata kavuştu. Muhafazakardı, sosyal demokrat oldu. – Ne oldu ki canım çalıştım kazandım oldu.
- AK Parti, gençlere inmede tamamen başarısız kaldı. Bir CHP, MHP, bir BBP son 16 yılda gençlere yatırım yaparken AK Parti’de gençlik kadroları oturtulamadı. O nedenle son seçimler, “geçmişin Türkiye’si” üzerinden yürütüldü.
Ama artık yukarıda saymaya çalıştığım nedenlerden dolayı geçmişi hatırlayan 2000 öncesi, “geçmişin geçmişte” kaldığına inanan 2000 sonrası iki ayrı nesil var.
Sosyal medya büyüsünde çocukluk ve gençliğini geçiren kesim… Onlar “Eski Türkiye’yi bilmiyor.
Sosyal hayatı, sosyal medya üzerinden takip ediyor.
Rahmetli Kemal Sunal’ın tüp kuyruklarının gösterildiği nükteli filmleri komedi olarak görüp gülüp geçiyor.
AK Parti’nin 16 yıla dair anlatacak çok şeyi var. Bilen zaten biliyor. Bilmeyen de ya bilmiyor, ya da bilmek istemiyor.
Yazımızda AK Parti’nin BBP ve MHP ile ittifakına, milletvekili aday listelerin taban ve tabanda buldukları karşılıklara, İyi Parti’nin kurulmasına, MHP Lideri Merhum Alpaslan Türkeş ve Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel ile mesai yapmış Meral Akşener’in söylemlerine,
CHP’de ise şayet olursa seçimden sonra oluşabilecek Kemal Kılıçdaroğlu&Muharrem İnce rekabetinin ülkeye neler getirip neler götüreceği, muhtemel iki başlılığın ortaya çıkaracağı sonuçlara hiç görülmeyen veya görülmek istenmeyen Saadet Partisi’nin muhtemel yükselişinedaha sıra gelmedi.
O kısımlara bir diğer yazımızda yer vereceğiz.
Dolayısı ile 24 Haziran’da sandık başına gidecek olana Allah kolaylık versin.
Seçmek ve seçilebilmenin beklide en zor olacağı seçim bu…
Umarım anlayan ve dinleyen vardır.