Yangın yeri dendiğinde dünyada akla gelen coğrafyalar sınırlıdır. Bunlardan birincisi Orta Doğu’dur.İkincisi de Kuzey Afrika’daki Cezayir, Tunus, Libya ve Mısır’ın oluşturduğu çizgi hattıdır. Kuzey Afrika ülkelerini saydığımız zaman akla gelen birkaç şey vardır: iç savaş, darbe ve diktatörler…
Ülkemiz de Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızı korumak için mücadele ediyor. Libya’nın darbeci generali Hafter’i karşımıza alarak, meşru hükümete destek çıkmıştık. İHA ve SİHA faktörleri elimiz epey güçlüydü ve sahada da faydasını görmüştük. Enver Paşa ve Mustafa Kemal’in yıllar evvel kazandığı savaşı ilham aldık ve yine kazandık. Ancak bugün soracağım şey başka, bu Hafter denen adam kimdir, nerede yetişmiştir ve ilişkisi kimlerledir?
“Halife Hafter, 1943 yılında Bingazi şehrinin güneyinde yer alan Ecdebiye kasabasında dünyaya gelmiştir. Kendisi Libya’nın meşhur devrik lideri Muammer Kaddafi’nin de memleketi olan Sirte kentinin Fercani kabilesine mensuptur.
Hafter, 1961 yılında, 18 yaşındayken Bingazi Askeri Akademisi’ne girmiştir. Uzun yıllar silah arkadaşlığını yapıp daha sonra yollarını ayıracağı Muammer Kaddafi ile bu askeri akademinin sıralarında tanışmıştır.
Takvim yaprakları 1 Eylül 1969’u gösterdiğinde Libya’da askeri bir darbe gerçekleşmişti. 27 yaşında genç bir albay olan Kaddafi’nin liderliğindeki bir grup asker, batı yanlısı olmasıyla bilinen Kral İdrisi’yi devirerek yönetimi ellerine almıştı. Kaddafi yönetimi hızlı bir şekilde otoritesini sağladı ve monarşiyi tamamen devre dışı bırakmıştı. Bu sırada Hafter, darbeyi gerçekleştiren Hür Subaylar hareketinin lider kadrosunda bulunuyordu. Darbenin etkisiyle genç yaşta hızlı bir şekilde yükselen Hafter, Kaddafi’nin en yakınlarından biri haline gelmiştir.
1987 yılında Çad ile Libya ordusunun arasında devam eden çatışmalarda Hafter ağır bir yenilgiye uğratılmıştı. 700 askeriyle beraber Çad’a esir düşmüştü. Bu yaşananlar, Hafter’in eski dostu Kaddafi ile yollarının ayrıldığı andı. Kaddafi’nin gözünden düşen Hafter’e CİA sahip çıktı. Hafter ve adamlarının Çad’da kalmalarını sağladı. Hafter, artık Kaddafi’nin en büyük muhaliflerinden biriydi. Lakin Çad’da yönetim el değiştirmişti. Yeni yönetim, Kaddafi yanlısı bir tavır sergiliyordu. Bu gelişmeler Hafter için yeni bir yolculuğun başlamasına sebep olacaktı.
Hafter, 90’lı yılların başında yaklaşık 350 askeriyle birlikte Amerika’ya iltica etmişti. Hafter ve adamları daha sonrasında Amerikan vatandaşı bile oldular. 1996 yılında dünyaca ünlü Washington Post Gazetesi Hafter ve adamlarından “ABD’de bulunan bir kontra grubu” olarak bahsediyordu. Hafter,CİA’nın karargahına çok yakın bir evde Virginia da ikamet etti. Maddi hiçbir sorun yaşamayan Hafter, şehrin golf kulübüne bile üyeydi. Amerika’da bulunduğu süre zarfında, Kaddafi’yi devirmek üzere yapılan faaliyetlerde bir koz olarak kullanıldı.
2011 yılında Arap Baharı olarak bilinen hareketin başladı ve isyan ateşi Libya’yı da sardı. Böylece Hafter’in Amerika günleri sona erdi. Şimdi de sahnede, geçmişi ise gayet açık şekilde…”
Tıpkı Ankara, İzmir, İstanbul gibi 81 vilayetimiz; şüheda kanıyla su***mış her toprağımız kadar değerli o*** Mavi Vatanımız Doğu Akdeniz'de, Egemenliğimize kast edenlerin kirli maşası Hafter'in çirkin yüzünün anlatıldığı, harikulade bir yazı olmuş. Keyifle okudum. Teşekkürler Ayberk Akın!